Koroner arter cerrahisi uygulanacak 40 hasta 2 gruba ayrıldı. Grup Ada soğuk K+ kristaloid kardiopleji, Grup Bde hafif sistemik soğutmalı intermittant fibrilatuar arrest tekniği uygulandı. Her iki grubun hemodinamik parametreleri konulan termodilüsyon kateteri yardımıyla kardiopulmoner by-passa (KPB) girmeden önce ve KPBden sonra 5. 10. dakikalar, 1. 6. 12. ve 24. saatlerde; miyokardial oksijen ve laktat kullanımı ise koroner sinüse konulan bir kanül aracılığı ile KPBye girmeden önce, kros klemp alındıktan hemen sonra, KPBden çıktıktan sonra 5. 10. 15. ve 20. dakikalarda; CPK-MB değerleri de pre-op: , 12. 18. 24. 30. 36. saatlerde alındı. Grup Ada greft sayısı 3.40±0.84, Grup Bde 3.20±0.79 (t=0.54; p=AD). Perfüzyon zamanı Grup Ada 94.40±25.13 dk., Grup Bde 90.80±30.26 dk. (t=0.28; p=AD). Kros klemp zamanı Grup Ada 46.90±18.03 dk; Grup Bde 36.10±12.09 dk. (t=3.02; p=0.007 anlamlı): Grup Ada sol ventrikül stroke work index operasyondan (LVSWI) 1 saat sonra 22.28±6.75g.m/m2, 12 saat sonra 29.40±7.40, 24 saat sonra 27.10±7.19; Grup Bde ise operasyondan 1 saat sonra 22.77±5.11 (t=0.18, p=AD), 12 saat sonra 24.01±9.40 (t=1.42, p=AD), 24 saat sonra 29.70±8.94 (t=0.71, p=AD) bulundu. Miyokardial oksijen kullanımı KPBden 20 dakika sonra Grup Ada 5.46±1.46, Grup Bde 4.55±1.24 (t=1.50, p=AD). Miyokardial laktat salınımı KBPden 20 dakika sonra Grup Ada 1.45±0.58, Grup Bde 1.29±0.24 t=0.80, p=AD).
Ultrastrüktürel çalışmalarda Mann-Whitney test ile yapılan 2. doku örneklerinin 1. örneklerle karşılaştırılmasında (Grup A 6.3; Grup B 5.0) (p<0.01); 3. doku örneklerinin 1. örneklerle karşılaştırılmasında ise (Grup A 4.2; Grup B 8.8) (p<0.0002) bulundu. Ultrastrüktürel skorlamada her iki grupta da sonuçlar reversible sınırlarda kalmasına rağmen Grup Bde iskemi/reperfüzyon hasarı daha belirgin olarak bulundu.
Sonuçta intermittant fibrilatuar arrest ve soğuk K+kristaloid kardiopleji tekniklerinin hemodinmik, biokimyasal ve klinik olarak karşılaştırılmasında bir fark bulunmadı. Ultrastrüktürel çalışmalarda intermittant fibrilatuar arrest tekniğini global iskemiyle endüklenmiş irreversible hasardan korunmada kardiopleji tekniği kadar etkili bulduğumuzu, ancak kros klemp süresindeki anlamlı kısalığa rağmen iskemi/repürfzyon hasarının intermittant fibrilatuar arres tekniğinde belirgin olarak daha fazla olduğunu söyleyebiliriz.