Ağustos 1976 ve Haziran 1994 tarihleri arasında, Hacettepe Tıp Fakültesi ve İstanbul Üniversitesi Kardioloji Enstitüsü’nde, toplam 26 hasta Total Anormal Pulmoner Venöz Drenaj (TAPVD) tanısı ile ameliyat edilmiştir. Pulmoner venöz drenaj,hastaların 13’ünde (%50) suprakardiyak, 8’inde (%31 ) kardiyak 3’ünde (11) infrakardiyak, 2’sinde (%8) ise mikst tipte idi. Hastaların yaşları 1 ay ile 20 yıl arasında değişmekteydi ( ortalama 2.8 yıl). Özellikle infrakardiak tip olan olgularda olmak üzere infant dönemindeki hastalarda derin hipotermi ve total sirkulatuar arrest yöntemi kullanılmıştır. Suprakardiyak tip TAPVD’lerde, genellikle sağ transatrial yaklaşımla, common ven ile sol atrium arasında geniş bir anastomoz sağlanmıştır. Kardiyak tip TPAVD olgularanan tümünde, pulmonik venöz drenaj koroner sinüze olmaktaydı. Mikst tip olan bir olguda (Suprakardiyak-infrakardiyak terminason) sol artium ile vertikal ven arasında ve sağ pulmoner venlerin oluşturduğu common dessenden chamber ile yine sol atrium arasında geniş anastomozlar ile başarılı cerrahi onarım yapılmıştır. Diğer olguda ise ,sol üst pulmoner ven innominate vene, diğer venler ise koroner sinüse açılmaktaydı (Suprakardiyak-kardiyak terminasyon). 4 hasta postoperatif dönemde kaybedilmiştir (mort. %16). Bunlardan üçü, preoperatif dönemde ciddi pulmonek venöz obstrüksiyona sahip olup (ikisi gnfrakardiyak biri kardiyak) acilen ameliyata alınan hastalardır ve postoperatif 22., 31., ve 45. günlerde multipl organ yetersizliği tablosuyla kaybedilmişlerdir. Diğer hastalar class I efor kapasitesiyle takip edilmektedir.

TAPVD, günümüzdeki tecrübe ve teknik gelişmeler sayesinde, düşük morbidite ve mortalite ile tam düzeltilmesi mümkün olan bir patoloji grubudur. Ancak, özellikle infrakardiyak tip TAPVD olgularında olmak üzere, ileri derecede pulmonik venöz obstüksiyonun bulunduğu ve bu nedenle ciddi solunum sıkıntısı çeken infantlarda, postoperatif pulmaner kamplikasyonların, postoferati morbidite ve mortaliteyi arttıran en öneli faktör olduğu dikkati çekmiştir.