İstanbul Üniversitesi Kardiyoloji Enstitüsü ve Florance Nightingale Hastanesi’nde, Temmuz 1985 ve Ocak 1994 tarihleri arasında, 600’ü kompleks kardiak patolojilerde olmak üzere, toplam 1044 olguda VSD kapatılmış, bunlar arasından toplam 21 hasta, rekürren VSD tanısıyla reoperasyona alınmıştır (%0.2). 20 hastada konjestif kalp yetersizliği ve önemli sol-sağ shunt bulunması (Qp/Qs> 1.5), 1 hastada ise infektif endokardit ve konjestif kalp yetersizliği tablosu, reoperasyon endikasyonunu oluşturmuştur. Hastaların yaşları 20 ay ile 25 yıl arasında (ortalama 10.2 yıl) değişmekteydi. Reoperasyon ilk ameliyattan 15 gün ile 84 ay (ort. 15.4 ay) sonra uygulanmıştır. 14 hasta Fallot tetralojisi (TOF), 5 hasta ventriküler septal defekt (VSD) ve 2 hasta çift çıkımlı sağ ventrikül nedeniyle ameliyat edilmişlerdi ve defekt yama ile kapatılmıştı. Orijinal defektlerin çapı 0.8 ile 2.5 cm arasında değişmekteydi. Bütün hastalar standart kardiopulmoner bypass (CPB), moderate hipotermi ve kardioplejik arrest tekniği kullanılarak ameliyat edilmişlerdir. Rekürren VSD’nin lokalizasyonu, 16 hastada yamanın posteroinferior kısmında, 5 hastada ise anterosüperior bölgedi idi. Biri hariç tüm olgularda, rekürren VSD , ikili veya üçlü primer sütür tekniği ile kapatılmış, aort kapağında distorsiyon ile beraber olan bir olguda ise, yama sökülüp, yeni bir yama ile korreksiyon sağlanmıştır. Yaklaşık 16 olguda transatrial, 5 olguda ise transventiküler yolla olmuştur. İnfektif endokardik tablosu ile ameliyata alınan ve postoperatif 2. ayda septisemi-multipl organ yetersizliği gelişen vaka dışında, tüm hastalarda postoperatif dönem sorunsuz geçmiş, hiçbir hasta kaybedilmemiştir (mor.%4.7). Hastaların ilk ameliyatları değerlendirildiğinde , 20 olgunun devamı dikiş tekniği kullanılarak yama ile kapatıldığı, bir olguda ise tek tek dikişlerin kullanıldığı görülmüştür. Kullanılan yamalar ise, 14 olguda dacron, 6 olguda Gore-tex, 1 olguda perikardtır. Son 3 yılda ameliyat edilen olgularda, VSD tek tek, destekli matris dikişlerle kapatılmaktadır. Bu olgulardan hiçbirinde rekürrens saptanmamıştır.

Bu yöntemin ekstra kooperal dolaşımın kan, sıvı dengesi, serebral dolaşım, solunum sistemi ve renal dolaşım üzerindeki istenmeyen etkileri önlediği gibi, maliyeti yarı yarıya azaldığı kanısındayız.