Bu çalışmada 1991-1994 yılları arasında Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Kalp ve Damar Cerrahisi Anabilim Dalı’nda aortik pozisyonda homograft kapak replasmanı olan toplam 18 olgu postoperatif sonuçları ile birlikte retrospektif olarak değerlendirilmiştir.

Hastanın tümü kliniğe eforla gelen dispne, çabuk yorulma, çarpıntı şikayetleri ile geldiler. 3 Hastada senkop, 2 hastada da anginal ağrı öyküsü vardı. New York Heart Association (NYHA) sınıflandırmasına göre 12 hasta II., 6 hasta ise III.sınıfa girmekteydiler. Hastalara yapılan kateterizasyon ve ekokardiyografi tetkiklerinde 8’inde aort yetmezliği (3 hastada bikuspid aorta) ,8’inde aort yetmezliği ve darlığı, 2 ‘inde de aort yetmezliği ve mitral darlığı saptandı. Bu hastaların 10’u erkek,8’i bayan olup, yaş ortalamaları 32.71’dir.En yaşlı hasta 68, en genç hasta 16 yaşındadır. Etiyolojik açıdan 12 hastada geçirilmiş AER öyküsü, 3 hastada dejeneratif aort hastalığı ve 3 hastada bikuspid aorta saptandı. Hastaların tümüne taze besleyici antibiyotikli solüyonda hazırlanıp +4C derecede en fazla 6 hafta korunan aortik homogratler replase edildi.Takılan kapakların ortalama korunma süresi 22.4 gündür (En geç 30, en erken 12 günlük). Hastalara Ross-Yacoub tekniği ile aortik homograft kapak replasmanı uygulandı. 2 hastaya ise ilave olarak açık mitral komüssürotomi yapıldı. Postoperatif takiplerde 17 hastanın klinik bir yakınması yoktur, bunların 16 ‘sının ekokardiyografisi normal olarak değerlendirilmiştir. 1 hastada ise 1. derecede aort yetmezliği saptanmış ve klinik açıdan NLHA (I) ile takibine devam edilmektedir. 1 hastada ise 3.derece aort yetmezliği saptanmış ve ilk operasyonundan 15 ay sonra mekanik aort kapağı takılarak re-opere edilmiştir. Takip edilen hastaların hiçbirinde coumadin kullanılmamakta ve LDH seviyeleri normal sınırlarda bulunmaktadır.

Aortik pozisyonda homograft kapak replasmanı postoperatif dönemde antikoagülasyon gerektirmemesi , emboli riskinin çok daha az olması, daha biyolojik olması, kan elemanlarına az zarar vermesi, sessiz çalışarak hastayı rahatsız etmemesi, ucuz olması, enfektif endokardit riskinin nisbeten az olması nedeniyle aort kapak tedavisinde iyi bir alternatiftir.