Pulmoner arter sistolik basınca (PAB) göre hastalar üç gruba ayrılmıştır. Normal (PAB<30mm Hg) olan 32 hasta I. grubu, hafif PHT (PAB=31-50mm Hg ) olan 14 hasta II. grubu, ciddi PHT (PAB>50 mm Hg) olan 11 hasta III. grubu olmuşturmuştur.
PHT insidansı %43.8, ciddi PHT insidansı ise %19.2 saptanmıştır. Yaş, cins, anjina, senkop hipertansiyon, Aort kapak alanı bakımından üç grup arasında anlamlı far saptanmamıştır. Sol kalp yetmezliği III. grupta diğer iki gruba göre anlamlı olarakfazla, sol ventrikül ejeksiyon farksiyonu ise anlamlı derecede düşük bulunmuştur (p<0.01). Hafif mitral regürjitasyonunun III. grupta diğer iki gruba göre daha sık olduğu gözlenmiştir (I. grupta %12.5,II. grupta %14.2 III. grupta %45).
Sol ventrikül diyastol sonu basıncı (SVDB) ile PAB arasında anlamlı pozitif korelasyon saptanmıştır. Trans pulmoner gradiyent (ortalama PAB-PCW) III. grupta 11 olgudan 9unda 10unun üzerinde bulunmuş, bu da PHTnin reaktif olduğunu düşündürmüştür.
Aort kapak replasmanı yapılan hastalarda ameliyat mortalitesi %10.5 olarak saptanmıştır. Ameliyat mortalite oranı PHTlu olgularda daha fazla olmakla beraber istatistiki olarak anlamlı faklılık saptanmıştır. (I. grupta %6.3, II. grupta %14.3, III. grupta %18.2).
Sonuç olarak PHTnun izole Aort stenozunda sık bulunduğu ve SVDB artışı sonucu geliştiği, genellikle sistolik fonksiyon bozukluğunun tabloya eşlik etmediği ve PHTnun ameliyat mortalitesi üzerine anlamlı etkisi olmadığı kanısına varıldı.