Toraks bilgisayarlı tomografisi ve üç boyutlu rekonstrüksiyonunda; ön mediasteni tama yakın kaplayan, vena kava süperior ve brakiyosefalik trunkus bifürkasyonuna kadar yerleşim gösteren, en geniş yerinde 17x15x10 cm ölçülen septalı ve düzgün sınırlı mediastinal kitle vardı (Şekil 1). Kitleye bağlı sağ internal torasik arter (İTA) lümeninde belirgin daralma ve çıkan aort, pulmoner trunkus ve vena kava süperior ile yakın komşuluğu vardı.
Şekil 1: Tümörün toraks bilgisayarlı tomografisinde; kalp, aort ve pulmoner arterler ile komşuluğu.
Tümörün beslenmesinin anlaşılması için kateter anjiyografisi yapıldı. Selektif olarak iki taraflı İTA, kaburgalar arası arterler ile sağ tiroservikal ve sağ lateral torasik arterlerden kontrast enjeksiyonu sonrası alınan görüntülerde; kitlenin iki taraflı İTA ve sağ lateral torasik arterlerden çok sayıda ince dallar aldığı izlendi (Şekil 2). İki taraflı İTA’ların selektif kateterizasyonu sonrası mikrokateterden iki adet 700 μm, iki adet 900 μm mikrosferik embolizan ajan uygulandı. Kontrol görüntülerde distal kan akımında dallanmanın azaldığı (stagnasyon) izlendi. Sonrasında sağ İTA’ya iki adet 4x7 mm, sol İTA’ya 1 adet 4x7 mm koil yerleştirilerek işlem tamamlandı (Şekil 3).
Şekil 3: Koil embolizasyonu sonrasında dallanmaların azaldığı görülüyor.
Cerrahi olarak median sternotomi ile mediastene girildi. Kitlenin ön mediastende geniş yer kapladığı ve aortu sola, arkaya doğru deviye ettiği görüldü. 17x15x10 cm boyutunda kitle perikardiyal alandan, aort ve pulmoner trunkus ile dallarından ayrıca göğüs duvarından tam olarak eksize edildi (Şekil 4). Ek olarak timus dokusu eksize edilerek sağ orta ve alt loba dekortikasyon yapıldı. Ameliyat esnasında kanama sorunu olmadı. Histopatolojik değerlendirme sonucu matür teratom olarak bildirilen olgunun takiplerinde sol alt lob atelektazi dışında herhangi bir komplikasyona rastlanmadı.
Bunun yanı sıra kalp, aort, pulmoner dallar, perikardiyal doku ile iştiraki söz konusu olduğunda kardiyopulmoner baypasın yapılmadığı merkezlerde katastrofik sonuçlarla karşılaşılabilir. Bu nedenle büyük mediastinal kitlelerin vasküler durumunu değerlendirmek amacı ile kateter anjiyografi yapmak cerrahi planlama açısından önemlidir.
Hastamızda a njiyografi sonucunda k itlenin b eslenmesinin iki taraflı internal torasik ve sağ lateral torasik arterlerden olduğu görüldü. Beslenmenin net olarak görülmesi ile bu damarlara girişimde bulunularak kitlenin kanlanmasının kontrolü sağlanabilir. Koil embolizasyonu vital organların beslenmesinin etkilenmeyeceği seçilmiş olgularda büyük mediastinal kitlelerin kanlanmasını kontrol etmek amacıyla kullanılabilecek basit, pratik ve yararlı bir yöntemdir. Daha önce torakotomi geçirmiş olan hastamızda da koil embolizasyonu sonrasında ciddi kanama sorunu yaşanmadan tam cerrahi eksizyon yapılabildi.
Özellikle mediastinal immatür teratomların tedavisinde radikal cerrahi rezeksiyon sonrası uzun dönem sağkalımlar bildirilmiştir.[5,6] Erişkin hastalarda radikal cerrahi rezeksiyon ve kemoterapi kombinasyonları ile sağkalımın uzaması cerrahi tam rezeksiyonun önemini ortaya koymaktadır.
Koil embolizasyonu günümüzde viseral ve serebral arter anevrizmaları başta olmak üzere arteriyovenöz malformasyonlarda, arteriyovenöz fistüllerde ve ameliyat öncesi tümör küçültmek için yaygın olarak kullanılmaktadır.
Yaptığımız literatür taramasında sağ İTA ve sol İTA’ya koil embolizasyonu sonrası cerrahi eksizyon yapılan mediastinal kitleye rastlamadık. Ancak mediastinal yerleşimli paratiroid adenomu tedavisinde cerrahi tedaviye alternatif olarak, seçilmiş hastalarda koil embolizasyonu ile başarılı sonuçlar elde edilmiştir.[7] Günümüzde birçok merkezde mediastinal kitlelerin tedavisinde torakotomi veya sternotomi yapılmaktadır. Koil embolizasyonu invaziv karakterdeki ve immatür tümörlerde de beslenmenin kontrol edilmesi ve tam rezeksiyon sağlayabilmesi açısından önem kazanmaktadır.
Multidisipliner yaklaşım ile hibrid ameliyathane koşulları olan merkezlerde, mediastinal kitlelerin koil embolizasyonu ve tam cerrahi eksizyonunun tek seansta gerçekleştirilebileceğini düşünüyoruz.
Çıkar çakışması beyanı
Yazarlar bu yazının hazırlanması ve yayınlanması
aşamasında herhangi bir çıkar çakışması olmadığını
beyan etmişlerdir.
Finansman
Yazarlar bu yazının araştırma ve yazarlık sürecinde
herhangi bir finansal destek almadıklarını beyan etmişlerdir.
1) Hailemariam S, Engeler DS, Bannwart F, Amin MB. Primary
mediastinal germ cell tumor with intratubular germ cell
neoplasia of the testis--further support for germ cell origin of
these tumors: a case report. Cancer 1997;79:1031-6.
2) Chaganti RS, Rodriguez E, Mathew S. Origin of adult male
mediastinal germ-cell tumours. Lancet 1994;343:1130-2.
3) Cameron DW. Germ cell tumors of the mediastinum. In:
Pearson FG, Cooper JD, Deslauries J, Ginsberg RJ, Hiebert
CA, Patterson CA, et al, editors. Thoracic Surgery. 2nd ed.
Philadelphia: Churchill Livingstone; 2002. p. 1711-9.
4) Romagnani E, Gallerani E, Cavalli F. Mediastinal mature
teratoma with an immature component--what about the
treatment? Ann Oncol 2006;17:1602-4.
5) Cansever L, Kocatürk C, Aydoğmuş Ü, Ürer N, Yılmazbayhan
D, Bedirhan MA. Matür kistik teratom, ektopik mediastinal
pankreas: Olgu sunumu. Turk Gogus Kalp Dama 2010;18;71-3.