ISSN : 1301-5680
e-ISSN : 2149-8156
Turkish Journal of Thoracic and Cardiovascular Surgery     
Clinical Results of Open Mitral Commissurotomy and Mitral Annuloplasty
Halim SONCULl, Levent GÖKGÖZ, Ali ERSÖZ, Velit HALİT, Serdar GÜNAYDIN, Volkan SİNİCİ, Ali YENER
Gazi Üniversitesi, Göğüs Kalp-Damar Cerrahisi ABD - Ankara

Abstract

Over a period of 5 years from Jun. 1987 to Dec. 1991, 383 patients with mitral valve disease were operated on at Gazi University, Department of Thoracic and Cardiovascular Surgery. 32 of them underwent öpen mitral commissurotomy, 20 undervvent öpen commissuroto my + mitral annuloplasty and 6 undervvent mitral annuloplasty. The age of patients undergoing reconstructive mitral valve repair ranged from 9 to 60 years vvith an average of 33.7 years.

The early postoperative mortality vvas 5.1 % (3 patients). 3 patients uffered from mild mitral incompetence in the early postoperative period. The average postoperative follow up of patients vvas carried out for a period of 30.4 months vvhich shovved no late mortality among our patients. As a late morbidity, a moderate mitral incompetence was seen in l patients (1.8%) and mitral restenosis in 2 patients (3.6%).

Romatizmal kalp hastalıkları ülkemizde hâlâ önemini korumakta ve yapılan açık kalp ameliyatlarının önemli bir bölümünü kapak cerrahisine yönelik ameliyatlar oluşturmaktadır[1].Sağlanan bütün gelişmelere rağmen, halen kullanılmakta olan mekanik ve biyoloji kalp kapaklarının trombo-emboli, hemoliz ve dejenerasyon gibi problemleri devam etmektedir. Bu nedenle günümüzde kapak cerrahisinde rekonstrüktif yöntemler kullanılması ve hastanın kendi kapağının mümkün olduğunca korunması fikri yaygın kabul görmektedir [2,3].

Kliniğimizce Ocak 1987 - Aralık 1991 tarihleri arasında mitral kapak hastalığı nedeniyle ameliyat edilen 383 hastadan 58'ine rekonstrüktif tipte çeşitli cerrahi yöntemler uygulanmış ve bu hastalar ortalama 30.4 ay takip edilerek erken ve geç dönem sonuçları belirlenmiştir.

Methods

Ocak 1987 - Aralık 1991 tarihleri arasında Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi, Göğüs Kalp-Damar Cerrahisi Anabilim Dalı'nda mitral kapak hastalığı nedeniyle ameliyat edilen 383 hastadan 325'ine mitral kapak replasmanı, 58'ine ise (%15.1) çeşitli rekonstrüktif ameliyatlar uygulandı. Bu 58 has- tanın yaş ortalaması 33.7 olup 43'ü kadan, 15'i erkekti. Preoperatif dönemde 28 hasta NYHA klas 2, 34 hasta klas 3, 6 hasta ise klas 4 olarak belirlendi. 38 hastada izole mitral darlığı, 14 hastada mitral darlık + yetmezlik, 6 hastada ise izole mitral yetmezliği vardı. 16 hastada (%27.5) diğer kapaklara ait patoloji vardı. Preoperatif dönemde 20 hasta sinüs ritminde, 38 hasta ise atrial fibrilasyonda idi.

Ameliyatlar standart kardiyopulmoner bypass tekniği ve 30-32°C hipotermi uygulanarak gerçekleştirildi. Miyokard korunması kristaloid K+ kardiyoplejisi ve topikal soğutma ile sağlandı. Hastaların 21'ine yalnız komüssorotomi, 12'sine komüssorotomi + papiller adele divizyonu, 19'una komüssorotimi + Kay plasti, 5'ine sadece Kay anu loplasti, l'ine de "Puig Massana Shiley" valvülo plasti ringi uygulandı. Ek patolojisi olan vakalarda mitral cerrahisine-ilave olarak, 5 hastada triküspid plasti, 6 hastada aort kapağı replasmanı 4 hastada aort kapak replasmanı + triküspid plasti, l hastada ise aorta-koroner bypass uygulandı.

Ortalama aort klemp zamanı 33.7 dakika, orta- lama perfüzyon süresi ise 66.6 dakika idi. Postoperatif dönemde ilk 48 saat yoğun bakım ünitesinde takip edilen hastalar yaklaşık postoperatif 8. gün- de taburcu edildiler. Sadece mitral rekonstrüksiyonu yapılan hastalarda postoperatif antikoagülasyon uygulanmadı; ancak dipiridamol ve aspirinile antiagregan tedavi önerildi. Ortalama 30.4 ay süreyle takip edilen hastalarda takip edilebilme oranı %67.4 (39 hasta) olarak gerçekleşti.

Results

Toplam cerrahi mortalite (1-30 gün) %5.3 (3 hasta) olarak belirlendi. Bu hastalardan 2 tanesi düşük kalp debisi, l tanesi ise mediastinit nedeniyle kaybedildi. Erken postoperatif dönemde 2 hastada (%3.5) 2 dereceden mitral yetmezliği saptandı. Fizik muayenede diğer hastaların hepsi mitral kapak açısından normal olarak değerlendirildi. Yine erken dönemde yapılan 18 kontrol doppler ekokardiyografide yetmezlik gösteren 2 hasta dışında mitral darlık veya yetmezlik saptanmadı. Erken postoperatif dönemde 35 hastada sinüs ritmi, 20 hastada atrial fibrilasyon, l hastada ise nodal ritm belirlendi. Diğer bir deyişle preoperatif atrial fibrilasyonda olan 38 hastanın 16'sı (%46.1) ameliyattan sonra sinüs ritmine döndü.

Geç dönemde 2 hasta (%5.1) restenoz, l hastada ise (%2.5) 2. dereceden fazla mitral yetmezliği ne deniyle reoperasyona alındı, l hastada postopera tif 6. ayda serebral emboli saptandı. Postoperatif 3. ayda hastalann fonksiyonel kapasitelerini belirle mek amacıyla yapılan kontrollerde 3 hastanın (%5.3) NYHA klas 3'te, 11 hastanın (%21,4) klas 2'de, 41 hastanın (%73.2) ise klas l'de olduğu belir lendi (Şekil 1).

Hastaların Ameliyat Öncesi ve Sonrası Fonksiyonel Kapasiteleri

Discussion

Mitral kapak replasmanlarmda ortaya çıkan çeşitli komplikasyonlar henüz tam olarak giderile memiş olması, son yıllarda mitral kapağı korumak amacıyla çeşitli rekonstrüktif cerrahi prosedürlerin gelişmesine ve tercih edilmesine yol açmaktadır. Hafif stenoz veya yetmezliğe neden olan rekons trüktif prosedürlerin bile geç dönemde kapak rep lasmanlarından daha iyi sonuç verdiği bildirilmek tedir.

Geçtiğimiz yıllarda özellikle Carpentier ve ar kadaşları tarafından yapılan ümit verici çalışmalar mitral kapağa yönelik rekonstrüktif tipte cerrahi prosedürlerin çeşitlenmesine ve prostetik kapak replasmanlarmın giderek daha az sayıda kullanıl masına neden olmaktadır [5,6] Bu gelişmelere rağ men ülkemizde mitral hastalıklarının çok büyük bir kısmının romatizmal kökenli olması, çeşitli sosyo-ekonomik nedenlerle hastaların çok geç dö nemde, kapağın onarılmasının olanaksız hale gel mesinden sonra doktora başvurması gibi nedenler le halen prostetik kapak replasmanları ülkemizde daha yaygın olarak kullanılmaktadır.

Kliniğimizde son yıllarda yapılan rekonstrüktif tipte ameliyatların sayısında arbş olmasına rağ men, çalışmanın yapıldığı süre zarfında mitral ka pak cerrahisi gerektiren hastalann ancak %15.1'in de kapağın korunabilmesi mümkün olmuştur. Bu 58 vakada görülen %5.3 cerrahi mortalite oranı yüksek gibi görünmekle birlikte, kaybedilen 3 has tanın 2 tanesi multivalvüler hastalık nedeniyle öpere edilen vakalardır. Takip edilen hastalar arasında geç mortalite olmaması ve geç kompli kasyonların azlığı, kapak replasmanlarmda geç dönemde görülen yüksek mortalite ve morbidite gözönüne alındığında [7-8] mitral kapak rekonstrük siyonunun lehine önemli bir göstergedir. Benzer sonuçlar ülkemizde ve yurtdışında yapılan daha geniş araştırmalarda da ortaya konmuştur [2,7].