Çalışma planı: Derin femoral arter yaralanması nedeniyle tedavi gören ve ligasyon uygulanan 11 erkek hasta (ort. yaş 27.5±11.4; dağılım 17-49) geriye dönük olarak incelendi. Hastaların demografik özellikleri, yaralanmanın etyolojisi, hastaneye geliş süresi, acil servisteki fizik muayene bulguları, kullanılan tanı yöntemleri, yapılan cerrahi girişimler ile erken ve orta dönem klinik takip sonuçları araştırıldı.
Bulgular: Etyoloji altı hastada (%54.6) ateşli silah yaralanması, beş hastada (%45.5) kesici-delici alet yaralanması idi. Yaralanma sonrası hastaneye geliş süresi dokuz hastada (%81.8) 0-2 saat idi. Tüm hastalarda ayak bileği/brakiyal basınç indeksi (ABİ) 1 olarak ölçüldü. Tüm hastalarda yaralanmaya DFA’nın dallarını da içine alacak şekilde geniş vasküler defekt eşlik etmekteydi. Beş hastada izole arter yaralanması, altı hastada eşlik eden venöz yaralanma vardı. Aktif kanaması olan dört hasta (%36.4), fizik muayene bulguları tanı için yeterli olduğundan doğrudan ameliyata alındı. Yedi hasta (%63.6) fizik muayene bulguları sonrası yapılan klinik gözlemi takiben (ort. 6.7 saat; dağılım 2-17 saat) ameliyata alındı. Hastanede kalış süresi ortalama 9.3±7.1 gün (dağılım 4-24 gün) idi. Ameliyat sonrasında erken komplikasyon olarak iki hastada lokal yara enfeksiyonu görüldü. Ortalama 16.3±11.0 ay (dağılım 2-33 ay) takip süresince hiçbir hastanın muayenesinde patolojik bulgu saptanmadı.
Sonuç: Derin femoral arter yaralanmalarında, arteriyel yaralanma bulgularının belirgin olmadığı hastalarda 24 saatlik klinik gözlem önemlidir. Bu hastalarda ABİ ölçümü tanıda güvenilir olmayabilir. Onarımın mümkün olmadığı genç hastalarda ligasyon tedavi seçeneği olabilir.