Çalışma planı: Şubat 2005-Nisan 2006 tarihleri arasında, 44 olguya (30 erkek, 14 kadın; ort. yaş 71±6.5) toplam 47 biyoprotez implante edildi. Yaş sınırı aortik ve mitral pozisyonlarda sırasıyla 55 ve 60 olarak belirlendi. Tüm ameliyatlar elektif şartlarda, standart kardiyopulmoner bypass ile orta dereceli hipotermide (28 ºC) yapıldı. Mitral pozisyonda 30 adet, aortik pozisyonda 17 adet kapak kullanıldı. Üç olguya çift-kapak replasmanı ve dokuz olguya eşzamanlı koroner arter bypass ameliyatı uygulandı. On iki olguda pulmoner ven izolasyonu işlemi yapıldı.
Bulgular: Toplam mortalite %2.27 (n=1) olarak saptandı. Çift kapak replasmanı ve dörtlü koroner arter bypass ameliyatı geçiren olgu, ameliyat sonrası 12. günde hemodiyaliz sonrası heparine bağlı trombositopeni oluştuğundan kaybedildi. Mekanik ventilasyon süresi 24 saati aşan üç hasta görüldü, bu olgular 72 saat içerisinde ekstübe edildi. Tüm olgularda değiştirilen kapağın hemodinamik performansı hastaneden taburcu olmadan önce ekokardiyografi ile değerlendirildi. Mitral pozisyonda ortalama transvalvüler gradient 5.5±1.5 mmHg, aortik pozisyonda peak transaortik gradient 23±9 mmHg olarak saptandı.
Sonuç: Elde ettiğimiz sonuçlar ışığında, ikinci jenerasyon perikardiyal biyoprotezlerin erken dönemde kabul edilebilir hemodinamik bir performansa sahip oldukları ve birçok risk faktörüne sahip yaşlı hastalarda güvenli bir seçenek olarak değerlendirilmeleri gerektiği görüşündeyiz.