Çalışma planı: Çalışmada, ameliyat sonrası histopatolojik tanıları pulmoner karsinosarkom olarak konan yedi hasta (hepsi erkek; ort. yaş 60; dağılım 55-73) incelendi. Hastaların en sık başvuru nedeni öksürük (%57) idi. Uygulanan ameliyatlar iki olguda üst lobektomi, iki olguda pnömonektomi, bir olguda alt lobektomi, bir olguda sleeve üst lobektomi ve bir olguda sadece eksplorasyondu.
Bulgular: Ameliyat sonrası patolojik incelemede sleeve üst lobektomi uygulanan hastada pozitif cerrahi sınır bildirildi. Histolojik olarak, epitelyal özellikler bakımından dört tümör skuamöz hücreli karsinom, iki tümör adenokarsinom, bir tümör adenoskuamöz karsinom ile uyumlu bulundu. Sarkomatöz komponent açısından ise üç tümör rabdomiyoblastik, iki tümör kondrosarkomatöz, iki tümör de osteosarkomatöz tipteydi. Tümör evresi iki hastada IB, iki hastada IIB, iki hastada IIIA, bir hastada IIIB bulundu. Lenf nodu metastazı beş hastada saptandı; bunların ikisinde bölgesel (N1), üçünde mediastinal (N2) lenf nodu tutulumu vardı. Ameliyat sonrası erken dönemde ölüm gözlenmedi. Komplikasyon olarak iki olguda uzamış hava kaçağı görüldü. Uzun dönem takipte, bir hasta 14. ayda kranyum metastazı, bir hasta da 21. ayda miyokad infarktüsü nedeniyle kaybedildi. Diğer olgular 6 ay ile 103 ay arasında değişen takip süresi içinde hastalıksızdı. Hastaların ortalama sağkalım süresi 66 ay, bir yıllık ve beş yıllık sağkalım oranları sırasıyla %80 ve %57 olarak hesaplandı.
Sonuç: Erken evre pulmoner karsinosarkom tedavisinde komplet cerrahi rezeksiyon en seçkin yöntemdir. N2 hastalık varlığı, cerrahi uygulanmış karsinosarkomlu hastalarda kötü prognostik faktörlerdendir.