Çalışma planı: Koroner arter bypass greftleme cerrahisi planlanan 300 hasta (232 erkek, 68 kadın; ort. yaş 62.7±9.3 yıl; dağılım 31-79 yıl) çalışmaya alındı. Tüm hastalara ameliyat öncesi karotis ve vertebral renkli Doppler ultrasonografi (RDUS) incelemesi uygulandı. Hastalar ameliyat öncesi dönemde karotis arter stenozu ve inme için risk faktörleri olan; yaş, cinsiyet, sigara, diabetes mellitus, hipertansiyon, hiperkolesterolemi, önceden geçirilmiş inme öyküsü, hastalıklı koroner arter sayısı ve geçirilmiş miyokard infarktüsü yönünden sorgulandı. Karotis arter stenozları normal, hafif (<%50), orta (%50-69), ileri (%70-99) ve oklüzyon şeklinde sınıflandırıldı. Toplam vertebral arter akım hacminin 200 ml/dk'nın altında olması VBY olarak kabul edildi. Ameliyat sonrası inme tanısında kontrastsız kraniyal bilgisayarlı tomografi kullanıldı. Lezyonların yerleşim yerleri ve evreleri belirlendi.
Bulgular: Hastaların %83'ünde karotis lezyonu belirlendi. Hastaların %15.3'ünde anlamlı stenoz (≥%50) ve %2.3'ünde oklüzyon saptandı. Hastaların %29'unda VBY tespit edildi. Yedi hastada (%2.3) ameliyat sonrası inme saptandı ve bunların beşi anterior ikisi posterior sistemde idi. İnme ile ≥%50 karotis stenozu ve inme öyküsü arasında anlamlı ilişki bulunurken, VBY ile inme arasında anlamlı ilişki bulunmadı. Ameliyat sonrası dönemde kaybedilen dört hastadan (%1.3) birinin ölüm nedeni inmeden kaynaklamakta idi. Ameliyat sonrası inme geçirenlerde mortalite oranı %14.2 olarak bulundu. İleri derecede stenozu ve oklüzyonu olan 19 hastanın yedisine KEA uygulandı, bunlarda ameliyat sonrası inme görülmezken, KEA uygulanmayan 12 olgunun ikisinde inme oldu.
Sonuç: Koroner arter bypass greftleme ameliyatı sonrası mortalite oranını yaklaşık 10 kat artıran ve inmenin en önemli risk faktörü olan, karotis arter stenozlarının ameliyat öncesi RDUS ile değerlendirilmesi oldukça önemlidir. Karotis lezyonlarının KEA ile tedavi edilmesi inme insidansını ve mortalite oranını azaltmaktadır.