Çalışma planı: Ocak 2000 - Ocak 2009 tarihleri arasında ksenogreft kondüitler ile açık kalp ameliyatı yapılan 176 hasta retrospektif olarak değerlendirildi. Toplamda 215 kondüit kullanıldı (ilk ameliyatlarda ve tekrar ameliyatlarında). Yetmiş dört hastada Shellhigh, 53 hastada Contegra, 42 hastada Cryolife, 35 hastada Aortech, sekiz hastada Tissumed ve üç hastada diğer kondüit türleri kullanıldı. Hastalar taburcu edildikten sonra altı aylık düzenli aralıklarla transtorasik ekokardiyografi ile değerlendirildi. Kontrole gelen tüm hastaların 12-derivasyonlu elektrokardiyografileri çekildi. Transtorasik ekokardiyografi ile önemli kondüit darlığı ya da yetmezliği saptanan hastalarda kardiyak kateterizasyon yapıldı.
Bulgular: Erken hastane mortalitesi %17 (n=30) idi. Bu hastalar, düşük kardiyak debi (n=9), kanama (n=4), aritmi (n=7), serebrovasküler olay (n=3), infeksiyon (n=4) ve diğer nedenlerle (n=3) kaybedildi. Bu hastalar truncus arteriozus (n=19), büyük arterlerin transpozisyonu (n=5), Fallot tetralojisi (n=2), pulmoner atrezi (n=2) ve çift çıkımlı sağ ventrikül (n=2) nedeni ile ameliyat edildi. Ortalama takip süresi 78±21 ay idi. Otuz dokuz hasta (%22.1) kondüit yetmezliğinden tekrar ameliyat edildi. İlk ameliyat ile tekrar ameliyatı arasında geçen ortalama süre 43±28 ay idi. Bu süre Cryolife ve Tissumed de en uzun, Contegra ve Shellhigh da en kısaydı. Tekrar ameliyatları en sık büyük arterlerin transpozisyonu- ventriküler septal defekt ve pulmoner atrezili hasta grubunda yapıldı.
Sonuç: Ksenogreft transplantasyon, doğuştan kalp cerrahisinde önemli bir yer tutmaktadır fakat tekrar ameliyat gerekliliği en önemli dezavantajıdır. İstatistiksel bir fark saptanmamış olsa da erken ameliyat yaşı ve porcine konduit kullanılması tekrar ameliyat için önemli risk faktörleridir.