Çalışma planı: Ocak 2006 - Eylül 2009 tarihleri arasında histopatolojik olarak doğrulanmış KHDAK tanısı ile tedavi veya evreleme amaçlı ameliyat edilen toplam 302 hasta prospektif olarak incelendi ve tanı veya evreleme amaçlı PET-BT çektirilen 264 hasta (30 kadın, 234 erkek; ort. yaş 58±9.3 yıl; dağılım 27-84 yıl) çalışmaya alındı. Lenf nodları standardize alım değeri (SUDmax) ≥2.5 olanlar malign olarak değerlendirildi. Pozitron emisyon tomografi-BT’de 2R 4R 7. nodal istasyon tutulumu şüphesi olanlara standart servikal mediastinoskopi yapıldı. Video yardımlı torakoskopi ise 5,6. istasyon ve kontralateral 10,11 istasyon lenf nodu tutulumu şüphesi olanlara uygulandı. Sağ taraflı torakotomi ile 2,4,7,8,9,10,11. istasyonlar, sol taraflı torakotomi ile ise 5,6,7,8,9,10,11. istasyonlarda, sistemik lenf nodu örneklemesi yapıldı. 1997 yılı 6. versiyon evreleme sistemi kullanıldı.
Bulgular: Hastaların %57.8’inde skuamöz hücreli karsinom, %38’inde adenokarsinom, %3’ünde büyük hücreli karsinom ve %1.1’inde karsinoid tümör bildirildi. Pozitron emisyon tomografisi-BT’nin yanlış pozitif oranı %26.2, yanlış negatif oranı %13.1 idi. Pozitron emisyon tomografi-BT’nin mediastinal lenf nodu tutulumunun saptanmasında duyarlılığı %76.8, özgüllüğü %86.6, pozitif prediktif değeri %73.7, negatif prediktif değeri %86.7 ve doğruluk oranı %81.8 olarak bulundu. Pozitron emisyon tomografi-BT’nin mediastinal lenf nodunun doğru evrelemesinde lenf nodunun çapı ve N1 hastalık varlığı istatistiksel olarak anlamlı bulundu (p<0.001, p=0.002).
Sonuç: Pozitron emisyon tomografisi-BT’nin küçük hücreli dışı akciğer kanserinin klinik evrelendirmesinde rutin olarak kullanılması gerektiğini, ancak çapı 1 cm’nin üzerinde lenf nodu olduğu durumlarda, PET-BT’de N2 istasyonlarında SUDmax d eğeri m alignite e şiğinin altında olsa bile, N1 pozitif olan hastalarda invaziv evreleme yapılmasının yararlı olacağı kanaatindeyiz.