Çalışma planı: Kartal Koşuyolu Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma hastanesi Kalp ve Damar Cerrahisi Kliniği’nde, Ocak 2010 - Mart 2012 tarihleri arasında sternal ayrışma gözlenen 24 hastada (13 erkek, 11 kadın; ort. yaş 67±4 yıl; dağılım 53-79 yıl) sternal kapama tekniği olarak TRNC’ler kullanıldı. Tüm hastalarda primer kardiyak cerrahiden sonra oluşan sternal ayrışma, hastanede kaldıkları süre içerisinde tespit edildi. Bu hastalar, ameliyat sonrası 12±3. günde (dağılım, 6-18 gün) sternal revizyona alındı. Sternumu TRNC ile kapatılan hastaların 19’unda substernal dokular diseke edilmezken, beşinde derin sternal yara enfeksiyonu riski açısından substernal dokular diseke edildi. Takiben enfeksiyondan etkilendiği düşünülen riskli dokular debride ve kürete edildi.
Bulgular: Hastaların toplam %33.3’ünde (n=8) yüzeyel sternum yara yeri enfeksiyonu görülürken, %4.1’inde (n=1) derin sternum yara yeri enfeksiyonu saptandı. Revizyon ameliyatı esnasında, substernal diseksiyon yapılan bir hastada, dev sağ atriyumun sternuma yapışmasından dolayı sağ atriyal yaralanma görüldü. Hiçbir hastada hastane içi ölüm görülmedi. Hastaların ameliyat sonrası altı aylık takiplerinde tekrarlayan sternal ayrışma, sternal apse, mediastinit, sekonder osteomiyelit gibi sternotomi komplikasyonları görülmedi.
Sonuç: Sternal ayrışma gözlenen hastalarda, enfeksiyon-mekanik bozukluk-ayrışma kısır döngüsünü kırmak ve bununla beraber mediastinit riskini en aza indirgemek için erken dönemde cerrahi girişim yapılmalıdır. Ameliyat esnasında TRNC’nin kolay ve emniyetli uygulanması, hastanede yatış süresini kısaltması, nispeten daha az maliyetli olması ve hastalar için konforlu olması nedeniyle, sternal ayrışma gözlenen hastalarda sternal kapamalarda TRNC kullanımını ilk tercih olarak önermekteyiz.