Çalışma planı: Kliniğimizde Ocak 2007 - Temmuz 2011 tarihleri arasında hemodiyaliz gerekmeyen kronik böbrek disfonksiyonlu ve koroner arter revaskülarizyonu yapılan 30 hastanın (24 erkek, 6 kadın; ort. yaş 64.7±8.3 yıl; dağılım 43-83 yıl) verileri prospektif olarak toplandı. Hastaların demografik özellikleri ve ameliyat öncesi ve ameliyat sonrası verileri klinik sonuçlar ile birlikte değerlendirildi.
Bulgular: On iki hastada (%40) tek damar, 15 hastada (%50) iki damar, iki hastada (%6.6) üç damar ve bir hastada (%3.3) dört damar revaskülarizasyonu yapıldı. Hastaların ameliyat sonrası yoğun bakım ünitesinde kalış süreleri ortalama 1.1±0.4 gün ve hastanede kalış süreleri ortalama 7±3.2 gün idi. Hastaların ameliyat öncesi dönemde plazma kreatinin ve kan üre seviyeleri sırasıyla 2.6±1.2 mg/dL ve 70.9±286.5 mg/dL idi. Ameliyat sonrası dönemde kreatinin ve üre değerleri sırasıyla 2.7±1.6 mg/dL ve 73.7±38.7 mg/dL idi. Ameliyat öncesi ve sonrası plazma kreatinin değerleri arasında istatistiksel açıdan anlamlı fark saptanmadı. Ameliyat sonrası dönemde bir hastada (%3.3) erken dönemde hemodiyaliz gereksinimi oluştu. Dört hastada atriyal fibrilasyon (%13.3), bir hastada sternum ayrılması ve mediastinit gelişti (%3.3). Bir hasta ameliyat sonrası dönemde kaybedildi (%3.3).
Sonuç: Kronik böbrek disfonksiyonu olan ve koroner arter revaskülarizasyonuna gereksinim duyan hastalarda atan kalpte KABG düşük mortalite ve morbidite ile güvenli bir şekilde yapılabilir.