Çalışma planı: Ocak 2010 - Haziran 2013 tarihleri arasında endovasküler stent-greft tedavisi uygulanan 28 hasta (26 erkek, 2 kadın; ort. yaş 66.8 yıl; dağılım 41-80 yıl) retrospektif olarak incelendi. Anevrizmaların bir tanesi aort koarktasyonu ameliyatı sonrası gelişen psödoanevrizma, bir tanesi kronik tip 3 dissekan anevrizma ve diğerleri dejeneratif anevrizmalardı. Anevrizma iki hastada arkus aort, üç hastada torakoabdominal, sekiz hastada torakal ve diğer hastalarda ise infrarenal yerleşimliydi. Ortalama anevrizma çapı 68.1 mm (dağılım 45-102 mm) idi.
Bulgular: İşlem sonrası bir hastada tip 1 kaçak, bir hastada lumbar artere bağlı tip 2 kaçak izlendi. Bir hastada greft bacak tıkanması nedeniyle femorofemoral baypas gerekliliği, bir hastada alt ekstremitede hipostezi ve ağrı ve bir hastada kronik böbrek yetmezliği gelişti. Üç hasta ameliyat sonrası erken dönemde kaybedildi. Beş hastada geç dönem mortalite gözlendi. Ortalama takip süresi 15.2 ay (dağılım 3-30 ay) idi.
Sonuç: Çalışmamızda düşük riskli hastalarda bildirilen endovasküler girişimlerin iyi sonuçları yüksek riskli hastalarda elde edilememiştir. Yüksek riskli semptomatik hastalarda anatomik uygunluk koşuluyla endovasküler tedavilerin uygulanması gerektiğini, ancak asemptomatik hastalarda müdahalede bulunulmamasının da iyi bir alternatif olarak düşünülebileceğine inanıyoruz.