Çalışma planı: Temmuz 2008 - Temmuz 2010 tarihleri arasında mitral kapak cerrahisi ile kombine bipolar radyofrekans ablasyon yapılan 75 hasta (29 erkek, 46 kadın; ort. yaş 66,8±7.4; dağılım 54-82 yıl) çalışmaya dahil edildi. Hastalar 25er kişilik üç gruba ayrıldı: propafenon grubu (grup 1), amiodaron grubu (grup 2) ve kontrol grubu (grup 3). Yavaş ventrikül yanıtlı atriyal fibrilasyonu olan hastalar çalışma dışı bırakıldı.
Bulgular: Veriler ameliyat öncesi dönemde, ameliyat sırasında, taburculuk öncesinde ve taburculuk sonrası 3, 6. ve 18. aylarda toplandı. Tüm gruplardaki hastalar 18 ay izlendi. Grup 1de sinüs ritminde kalan hasta sayıları taburculuk anında, üç, altı ve 18. aylarda sırasıyla 22, 20, 21 ve 21 idi. Grup 2de sinüs ritminde kalan hasta sayısı taburculuk anında, üç, altı ve 18. aylarda sırasıyla 18, 13, 15 ve 16 idi. Grup 3te sinüs ritminde kalan hasta sayısı taburculuk anında, üç, altı ve 18. aylarda sırasıyla 16, 11, 12 ve 14 idi. Grup 1 istatistiksel olarak anlamlı derecede daha yüksek oranda stabil sinüs ritmine sahipti. Hiçbir grupta hastane mortalitesi görülmedi.
Sonuç: Bu çalışma mitral kapak işlemi ile kombine bipolar radyofrekans ablasyon yapılan hastalarda ameliyat sonrasındaki dönemde stabil sinüs ritim devamlılığının sağlanmasında propafenonun amiodarona göre daha etkili olduğunu gösterdi.