Çalışma planı: Mart 2003 - Kasım 2012 tarihleri arasında kliniğimizde akut komplike tip B aort diseksiyonu nedeniyle TEVAR uygulanan 18 ardışık hasta (14 erkek, 4 kadın; ort. yaş 61.9±11 yıl; dağılım 39-77 yıl) çalışmaya dahil edildi. Son vizitte elde edilen bilgisayarlı tomografi taramaları, gerçek ve yalancı lümen hacimlerini ölçmek için kullanıldı. Ortanca takip süresi 35.3 (dağılım 12-84) ay idi. Girişim endikasyonu 17 hastada rüptür veya malperfüzyon (bazı hastalarda her ikisi birlikte), bir hastada ise inatçı göğüs ağrısı idi. İnen torasik aortun (DTA) stentli kısmı Segment 1, DTA’nın stentsiz olan kısmı (supraçölyak) Segment 2 ve abdominal aort Segment 3 olarak tanımlandı.
Bulgular: Segment 1’de ortalama gerçek lümen hacmi 74.4±49 mL’den 110±50 mL’ye yükselirken (p=0.0145), ortalama yalancı lümen hacmi 124.2±81 mL’den 59.5±59 mL’ye düştü (p<0.00001). Segment 2’de, ortalama gerçek lümen hacmi 23.1±28 mL’den 40.5±33 mL’ye yükselirken (p=0.0015), ortalama yalancı lümen hacminin 32.8±29 mL’den 29±1 mL’ye düştü (p=0.624). Segment 3’te ise ortalama gerçek lümen hacmi 46.5±63 mL’den 57.3±74 mL’ye yükselirken (p=0.0388), ortalama yalancı lümen hacminin 41.8±30 mL’den 37.6±32 mL’ye düştü (p=0.5195). Gerçek ve yalancı lümendeki volüm değişiklikleri, segment 3’deki volüm azalması dışında istatistiksel olarak anlamlı bulunmuştur.
Sonuç: Tip B aort diseksiyonunun endovasküler tamiri kronik hastalıklarda aortun yeniden biçimlenmesini olumlu etkileyebilir ve uzun dönem takipte muhtemel aort komplikasyonlarını önleyebilir.