Çalışma planı: Şubat 2007 - Temmuz 2012 tarihleri arasında büyük arter transpozisyonu, ventriküler septal defekt, sol ventrikül çıkım yolu veya arkus aort darlığı nedeniyle ameliyat edilen toplam 18 hasta (9 erkek, 9 kız; ortanca yaş 4.25 ay; dağılım 12 gün-96 ay) retrospektif olarak incelendi.
Bulgular: Kardiyak patolojiler dört hastada büyük arter transpozisyonu, ventriküler septal defekt ve aort koarktasyonu, iki hastada büyük arter transpozisyonu, ventriküler septal defekt ve valvüler pulmoner darlık ve 12 hastada büyük arter transpozisyonu, ventriküler septal defekt, valvüler veya subvalvüler pulmoner darlık idi. İkisi modifiye Konno ameliyatı olmak üzere, toplam dokuz hastaya ventriküler septal defekt kapatılması ile birlikte arteriyel switch ameliyatı ve sol ventrikül çıkım yolu darlığına yönelik işlemler uygulandı. Diğer işlemler, dört hastada arteriyel switch ameliyatı ile birlikte ventriküler septal defekt kapatılması ve arkus rekonstrüksiyonu, üç hastada Rastelli ameliyatı ve iki hastada Nikaidoh ameliyatı idi. Ortanca kardiyopulmoner baypas ve kros klemp süreleri sırasıyla 228.5 dk. ve 107 dk. idi. Yoğun bakım ünitesinde kalış süresi ortanca 102.5 saat (dağılım 28-765 saat) iken, ortanca entübasyon süresi 40.5 saat (dağılım 17-275 saat) idi. Hastaların tümü ortanca yedi gün içinde (dağılım 5-55 gün) taburcu edildi. Ortanca takip süresi 37.7 ay (dağılım 15 gün-74 ay) idi. Rastelli ameliyatı yapılan iki hasta, düşük kalp debisi nedeniyle yoğun bakım ünitesinde kaybedildi. Son ekokardiyografik incelemede sol ventrikül çıkım yolu ameliyatı olan hastalarda ortanca sol ventrikül çıkım yolu gradyanı 12.4 mmHg (dağılım 2-38 mmHg) iken, arkus rekonstrüksiyonu yapılan hastalarda inen aort ortanca gradyanı 13.5 mmHg (dağılım 7.8-28 mmHg) idi. Neoaortik biküspid kapağı ve arka septal dizilim bozukluğu olan yalnızca bir hasta, sol ventrikül çıkım yolu gradyanı 38 mmHg olduğu için tekrar ameliyat edildi.
Sonuç: Çalışma bulgularımız, arteriyel switch ameliyatının sol ventrikül çıkım yolu darlığı rezeke edilebilir ise, tercih edilen bir seçenek olduğunu göstermektedir. Seçilmiş hastalarda intraventriküler yeniden yönlendirme işlemleri seçenek olabilir. En uygun cerrahi tekniğin seçilmesinin her hastada spesifik anatomik özelliklerin anlaşılmasını gerektirdiği kanısındayız.