Çalışma planı: Mart 2007 - Haziran 2010 tarihleri arasında kliniğimizde popliteal arter tuzak sendromu nedeniyle ameliyat edilen 12 hasta (9 erkek, 3 kadın; ort. yaş 23.4±6.6 yıl; dağılım 16-40 yıl) retrospektif olarak incelendi. On bir hastada tek taraflı ve bir hastada iki taraflı popliteal arter tuzak sendromu vardı. Hastaların sekizinde tip 2 hastalık var iken, geri kalan hastalarda tip 3 hastalık vardı. Fizik muayenede nabızları alınamıyordu. Hastalıktan etkilenen ekstremitede ölçülen ayak bileği brakiyel indeksi 0.30 ile 0.46 arasında değişiyordu. Tanı, manyetik rezonans anjiyografi veya bilgisayarlı tomografi anjiyografi ile kondu.
Bulgular: Manuel Doppler ultrasonografi ile popliteal arterin distalindeki akım değerlendirildi ve pulsatil akım tespit edildi. Tüm hastalarda ameliyat sonrası ayak bileği-kol indeksi 0.90 ile 0.97 arasında ölçüldü. Hastalar taburcu sonrasında birinci ve üçüncü ayda manyetik rezonans görüntüleme veya bilgisayarlı tomografi anjiyografi muayeneleri için polikliniğe çağrıldı. Sonuçlar normaldi; femoropopliteal arter baypas greftleri açıktı ve popliteal arterin trombektomi yapılan lümenleri açıktı. İskemik ülser tamamen iyileşti. Hastane mortalitesi gözlenmedi.
Sonuç: Çalışma bulgularımız, kladikasyon yakınması olan genç hastalarda popliteal arter tuzak sendromunun göz önünde bulundurulması gerektiğini ve bu hasta nüfusunda ayrıntılı vasküler muayenenin ayırıcı tanı ve tedavi planlaması açısından çok önemli olduğunu göstermektedir.