Çalışma planı: Ocak 2005 ve Aralık 2009 tarihleri arasında küçük hücreli dışı akciğer kanseri nedeni ile ameliyat edilmiş hastaların tıbbi kayıtları ve izlem verileri retrospektif olarak incelendi. Neoadjuvan tedavi almamış, patolojik evresi T1aN0M0, T1bN0M0 ve T2aN0M0 (malign tümörlerin tümör-nodül-metastaz sınıflandırmasının yedinci edisyonuna göre evre I) olan, lobektomi veya pnömonektomi ile mediastinal lenf nodu diseksiyonu uygulanmış 141 hasta (128 males, 13 females; mean age 63±8.7 years; range 37 to 82 years) çalışmaya dahil edildi. N1 ve N2 istasyonlarından diseke edilen lenf nodlarının toplam sayısı ile hastaların sağkalımları arasında ilişkinin anlamlı olup olmadığı değerlendirildi. Hastalar iki gruba ayrıldı: Grup A diseke edilen lenf nodu sayısı dokuzdan az olan hastaları içerir iken grup B diseke edilen lenf nodu sayısı dokuz ve dokuzdan fazla olan hastaları içeriyor idi. Her iki grubun sağkalım oranları karşılaştırıldı.
Bulgular: Sağkalım oranı grup B ile kıyaslandığında grup A’da daha düşük idi ve bu fark istatistiksel olarak anlamlı idi. Çok değişkenli Cox regresyon analizi, diseke edilen lenf nodu sayısının bağımsız bir prognostik faktör olduğunu (yaş, cinsiyet, T evresi, rezeksiyon tipi ve histopatolojik alt tipe ek olarak) ortaya koydu.
Sonuç: Küçük hücreli dışı akciğer kanserinde evresi T1a-T2a N0 olan hastalarda diseke edilen lenf nodu sayısı sağkalımı etkiler. Cerrahlar akciğer kanseri cerrahisinde mümkün olduğunca çok sayıda lenf nodunu diseke etmeye çalışmalıdılar.