Çalışma planı: Ocak 2014 - Aralık 2014 tarihleri arasında akut koroner sendrom tanısı ile atan kalpte komplet revaskülarizasyon uygulanan toplam 48 hasta (37 erkek, 11 kadın; ort. yaş: 62±10 yıl; dağılım, 41-82 yıl) retrospektif olarak incelendi. Başlangıç işlemi, tüm hastalarda sol internal torasik arter ve sol ön inen arter greftlemesi idi. Sol ön inen arterin revaskülarizasyonunu takiben, geriye kalan anastomozlar yapıldı. Ameliyat sonrası yoğun bakım parametreleri, 30 günlük mortalite oranları ve sol ventrikül sistolik fonksiyonundaki değişiklik kaydedildi.
Bulgular: Ortalama baypas greft anastomoz sayısı, ortalama 49.2±2 (dağılım, 10-122) dk. süresince 2.7 (dağılım, 1-5) idi. Anjina semptomlarının başlamasından cerrahiye kadar geçen süre 32.3±40 (dağılım, 1-216) saat idi. Hastaların üçte birinde ameliyat sonrası dönemde inotropik destek ihtiyacı olmazken, üç hastada intraaortik balon pompası desteği gerekti. Ameliyattan hemen sonraki dönemde yoğun inotropik destek ve intraaortik balon pompası gerekli olan iki hasta ameliyat sonrası sırasıyla 1. ve 3. günlerde kaybedildi. Bir diğer hasta da yoğun bakım ünitesinde uzun süreli kalışa bağlı komplikasyonlar nedeniyle ameliyat sonrası 27. günde kaybedildi. Diğer hastalarda taburculuğa kadar geçen ortalama süre, 8.4±3.8 (dağılım, 3-27) gün idi.
Sonuç: Çalışma bulgularımız, aksi takdirde kardiyopulmoner baypas ile elde edilen sistemik inflamatuvar yanıtı azalttığı, global iskemiyi önlediği ve hızlı reperfüzyon sağladığı için, atan kalpte komplet revaskülarizasyonun akut koroner sendromun cerrahi tedavisinde deneyimli merkezlerde birinci basamakta güvenli bir şekilde uygulanabileceğini göstermektedir.