Çalışma planı: Haziran 2013 - Eylül 2015 tarihleri arasında transfemoral arter girişinde transkateter aort kapak implantasyonu uygulanan toplam 111 ardışık hasta (56 erkek, 55 kadın; ort. yaş: 77.7±7.4 yıl; dağılım, 52-95 yıl) çalışmaya alındı. Femoral arter giriş bölgesi, 67 hastada (%60.4) bir perkütan kapama cihazı, 44 hastada (%39.6) konvansiyonel cerrahi ile kapatıldı. Her iki tekniğin güvenliliği ve etkinliği ameliyat sonrası 30 gün süresince komplikasyonlar, girişim tekrarı ve yeniden hastaneye yatış açısından değerlendirildi.
Bulgular: Dört hastada (%6) perkütan kapama cihazına bağlı teknik sorunlar yaşandı. Girişim tekrarına gereksinim olmaksızın, perkütan kapama cihazı grubunda hastaların toplam 53 (%79.1)’ünde ve konvansiyonel cerrahi grubunda hastaların 42 (%95.5)’sinde teknik başarı elde edildi. Konvansiyonel cerrahi grubuna kıyasla, anlamlı düzeyde daha yüksek sayıda perkütan kapama cihazı hastasında vasküler komplikasyonlar görüldü [22 (%32.9)’e karşı 5 (%11.4); p=0.012] ve bu hastalarda ikincil vasküler girişim [12 (%17.9)’e karşı 2 (%4.6); p=0.043] [acil cerrahi girişim 2 (%3), perkütan balon anjiyoplasti 12 (%17.9) ve greft-stent implantasyonu 7 (%10.4)] gerekti. Bununla birlikte, konvansiyonel cerrahi grubunda lenfore ve enfeksiyon dahil olmak üzere, işlem sonrası yara komplikasyonu oranı daha yüksek [15 (%34)’e 6 (%9)] ve hastanede yatış süresi daha uzundu (4.7±1.2’e 4.2±1.6 gün; p=0.04).
Sonuç: Çalışma bulgularımız, daha düşük işlem sırası komplikasyon ve yeniden girişim oranları ile transkateter aort kapak implantasyonu işlemleri sırasında femoral arter giriş bölgesinin kapatılmasında perkütan kapama cihazına kıyasla konvansiyonel cerrahinin daha etkili ve güvenli olduğunu gösterdi. Buna karşın, femoral arter girişim bölgesinin bir perkütan kapama cihazı ile kapatılması, konvansiyonel cerrahiye kıyasla, daha az işlem sonrası yara bölgesi komplikasyonları ile ilişkili görünmektedir.