Çalışma planı: Hastanemizde May 2008 - Aralık 2014 tarihleri arasında cerrahi akciğer biyopsisi uygulanan 202 hastanın (91 erkek, 111 kadın; ort. yaş 49±12 yıl; dağılım 18-78 yıl) tıbbi kayıtları retrospektif olarak incelendi. Hastaların demografik özellikleri, cerrahi tipi, biyopsi sayısı ve yeri ve histopatolojik bulgular ışığında ulaşılan son tanıları kaydedildi. Son tanılara göre, hastalar spesifik tanıya ulaşılanlar (grup 1) ve spesifik tanıya ulaşılamayanlar (grup 2) olarak iki gruba ayrıldı. Cerrahi işlemin son tanıya olan etkisi araştırıldı.
Bulgular: Sol akciğer daha sık örneklenmiş (%72) ve işlemlerin %75’i tek bir biyopsi ile sonlanmış idi. Toplam biyopsi sayısı 255 idi. Tüm örneklerin %44’ü orta lob veya linguladan alınmış idi. Histopatolojik olarak son tanıya ulaşılan ve klinik ve radyolojik olarak doğrulanan hasta oranı %80 idi (grup 1). Cinsiyet, (p=0.161), örnek sayısı (p=0.541), akciğer tarafı (p=0.954) ve akciğer segmenti (p=0.592) tanıya ulaşma oranını etkilememiş idi. Hastaların %2’sinde mortalite, %1.5’inde majör ve %9.5’inde minör komplikasyon gözlemlendi. Biyopsi yeri ve sayısı ile komplikasyon gelişmesi arasında ilişki saptanmadı (p>0.05).
Sonuç: Cerrahi akciğer biyopsileri, düşük olasılıkla da olsa, morbidite ve mortalite ile ilişkilidir. Tüm işlemlerde spesifik tanıya ulaşılamamaktadır. Cerrahi biyopsinin yeri, tipi ve sayısı tanı oranını anlamlı olarak etkilememektedir.