Çalışma planı: Ocak 2009 - Eylül 2014 tarihleri arasında kliniğimizde pnömonektomi geçirmiş 78 hastanın (73 erkek, 5 kadın; ort. yaş 55.6±9.6 yıl; dağılım 32-79 yıl) tıbbi verileri retrospektif olarak incelendi. Ameliyat öncesinde sigara içme alışkanlıkları, eşlik eden hastalıklar, Amerikan Anesteziyoloji Derneği risk skoru, EuroSCORE, neoadjuvan kemoterapi ihtiyacı, kanser hücre tipi ve klinik evre kaydedildi. Ameliyat sonrasında komplikasyonlar ve uygulanan tedavi yöntemlerine ilişkin veriler kaydedildi.
Bulgular: Ortalama takip süresi 35.2±22.0 ay (dağılım 9-104 ay) idi. H astaların 21inde (%35.0) lokal nüks ve i kinci p rimer a kciğer tümörü gibi malignite ile ilişkili solunum olayı gelişti. Malignite ile ilişkisiz solunum olayları 18 hastada (%31.6) görüldü. Amerikan Anesteziyoloji Derneği skoru yüksek olan (p=0.01), ameliyat öncesi birinci saniyedeki zorlu ekspiratuvar volüm <%60 olan (p=0.05) ve EuroSCOREu yüksek olan (p=0.04) hastalarda uzun dönem, malignite ile ilişkisiz morbidite daha yaygın idi. Çok değişkenli analizde, Amerikan Anesteziyoloji Derneği skoru yüksek olan (p=0.01) ve ameliyat öncesi birinci saniyedeki zorlu ekspiratuvar volüm <%60 olan (p= 0.03) hastalarda malignite ile ilişkisiz solunum olayları istatistiksel olarak anlamlı düzeyde daha sık idi.
Sonuç: Çalışma sonuçlarımız pnömonektomi yapılan hastalarda hem kısa dönem hem de uzun dönem solunum morbiditelerinin gelişebileceğini ve Amerikan Anesteziyoloji Derneği skoru yüksek olan ve ameliyat öncesi birinci saniyedeki zorlu ekspiratuvar volümü düşük olan hastalarda malignite ile ilişkisiz morbidite riskinin artmış olduğunu göstermektedir.