Çalışma planı: Ocak 2015 - Mart 2017 tarihleri arasında iliofemoral total oklüzyon hastalığı nedeniyle kliniğimizde tedavi edilen toplam 40 hasta (34 erkek, 6 kadın; ort. yaş 64.5±8.7 yıl; dağılım, 49-85 yıl) çalışmaya alındı. Kırk beş bacak ve 51 hedef damar vardı. İliofemoral veya femoropopliteal baypas greftli olan bu hastalara hibrid işlem yapıldı.
Bulgular: İlk girişimde 48 hedef damara (%94.1) 55 stent yerleştirildi. Başarısız üç hedef damar (%5.9), daha sonra cerrahi revaskülarizasyon ile tedavi edildi. İşleme bağlı mortalite görülmedi. Bir hastaya 70 gün sonra diz altı ampütasyon yapıldı. İki hastaya tek parmak ampütasyonu yapıldı. Bir hastada kontrast nefropati gelişti ve bu hasta tıbbi olarak tedavi edildi. Ortalama takip süresi 16.7±5 (dağılım, 8-29) ay idi. Takip sonrasında, 41 stent müdahale olmaksızın açık olarak tespit edildi ve primer açıklık oranı %74.5 idi. Beş stent trombozu hastası (%12.5) farklı zamanlarda tedavi edildi.
Sonuç: Çalışma sonuçlarımız, ciddi komorbiditeli hastalara perkütan translüminal anjiyoplasti/stent tedavisinin önerilebileceğini göstermektedir. Stent serilerindeki nispeten düşük komplikasyon oranları, deneyimli ellerde perkütan translüminal anjiyoplasti/stentin, cerrahi revaskülarizasyona kıyasla, işleme bağlı riskinin daha düşük olduğuna işaret etmektedir. Hibrid işlem, daha önce girişimde bulunulan komorbiditeli hastalarda bacak kurtarma amacıyla uygun bir işlem olarak görülmektedir.