Çalışma planı: Çalışmaya torasik çıkış sendromlu 10 hasta (1 erkek, 9 kadın; ort. yaş 31.3±9.0 yıl; dağılım, 20-43 yıl) dahil edildi. Hastalar servikal omurga ve toraksı kapsayan tek bir manuel tedavi seansına alındı. Manuel tedavi programı olarak skalen, üst trapez, sternokleidomastoid, rektus abdominis, kalça fleksör kaslarına germe; birinci kaburga, servikal ve torakal omurga, sakroiliyak eklem ve toraks mobilizasyonu uygulandı. Üst kol ve boynun ağrı algısı görsel analog ölçeği ile değerlendirildi. Ölçümler 30 dakikalık manuel tedavi seansının öncesinde ve hemen sonrasında gerçekleştirildi. Pulmoner fonksiyon testi spirometre ile yapıldı. Solunum kas kuvveti (inspiratuar ve ekspiratuar kas kuvveti; sırasıyla maksimum inspiratuar basınç ve maksimum ekspiratuar basınç) ölçüldü. Solunum kas enduransı, maksimal inspiratuar basıncın %35'inde, sabit eşik yükü kullanılarak kaydedildi.
Bulgular: Manuel tedavi girişimi sonrasında pulmoner fonksiyon değişkenleri ve maksimum ekspiratuar basınçta anlamlı değişim yoktu (p>0.05). Buna karşın, maksimum inspiratuar basınç ve solunum kas enduransı arttı (p<0.05). Üst kol ve boyundaki ağrı algıları tedavi sonrasında azaldı (p<0.05).
Sonuç: Torasik çıkış sendromlu hastalarda 30 dakikalık tek bir manuel tedavi seansı inspiratuar kas kuvvetini ve solunum kas enduransını artırırken pulmoner fonksiyon ve ekspiratuar kas kuvvetini artırmadı. Manuel tedavi hızlı ağrı azalması ile birlikte fonksiyonel solunumu ve primer solunum kaslarının daha etkili kullanımını kolaylaştırabilir. Cerrahi işlemlerden sonra düzenli manuel tedavinin solunum değişkenleri üzerine uzun dönem etkileri araştırılmalıdır.