Çalışma planı: Açık kalp cerrahisi geçiren toplam 100 hasta (70 erkek, 30 kadın; ort. yaş 61.8±2.3 yıl; dağılım, 20-75 yıl) ameliyat sonrası erken dönemde herhangi bir inotropik ajan almayanlar (grup 1, n=50) ve en az bir inotropik ajan alanlar (grup 2, n=50) olmak üzere iki gruba ayrıldı. Ameliyat sonrası ilk 24 saatte kalp atım hızı, kan oksijen satürasyonu düzeyi, ortalama arteriyel basınç, santral venöz basınç ve idrar hacmi, laktat ve baz açığı düzeyleri kaydedildi. Aynı zaman diliminde, parsiyel venö-arteriyel karbondioksit basıncı düzeyi santral venöz ve periferik kan örneklerinden hesaplandı.
Bulgular: Her iki grupta parsiyel venö-arteriyel karbondioksit basıncı ameliyat sonrası dördüncü saatte bazal değerlere göre anlamlı olarak daha yüksek idi. Bu anlamlı farklılık ameliyat sonrası ilk 24 saat boyunca devam etti. Grup 2"de parsiyel venö-arteriyel karbondioksit basıncı 12. saat ölçümünde anlamlı olarak daha yüksek idi (p=0.002). Grup 2"de laktat düzeyleri sıfırıncı ve sekizinci saatte anlamlı olarak daha yüksek idi (sırasıyla, p=0.012 ve p=0.017). Grup 1"de idrar atılım hacimleri dördüncü saatte anlamlı olarak daha düşük idi (p=0.010). Grup 2"de ortalama arteriyel basınç sıfırıncı, 12. ve 20. saatte anlamlı olarak daha yüksek idi (sırasıyla, p=0.001, p=0.016 ve p=0.027). Sekizinci saat ölçümünde, parsiyel venö-arteriyel karbondioksit basıncı ve laktat düzeyleri arasında pozitif zayıf bir ilişki saptandı (r=0.253 ve p=0.033).
Sonuç: Bu çalışma, kardiyopulmoner baypas sonrasında parsiyel venö-arteriyel karbondioksit basıncının inotropik destek kullanımından bağımsız olarak ilk birkaç saat yükseldiğini ve 24 saat yüksek kalmaya devam ettiğini gösterdi. Ancak ameliyat sonrası dönemde laktat ve baz açığı düzeylerinin normale dönmesinden sonra bile parsiyel venö-arteriyel karbondioksit basınç yüksek değerlerde kalmaya devam edebilir ve bu durum bazı dokularda bozulmuş perfüzyona işaret edebilir.