Aortik kapak replasmanları özellikle büyüme ve doğurganlık çağındaki olgularda, gerek antikoagulasyon gereksinimi, gerekse aort kökü dar olan hastalara ilişkin sınırlayıcı faktörler nedeniyle sorun yaratmaktadır. Prostetik kapak replasmanlarının uzun dönem takiplerinde görülen komplikasyonlar nedeniyle aort kapak hastalıklarında ideal çözüm için eski kapak tamir tekniklerini yeniden klinik uygulamaya girmiştir. Atrioventriküler kapak tamirlerine ilişkin başarılı klinik sonuçlar aort kapak rekonstrüksiyonları için cesaret verici olmuştur.
MATERYAL METOD
1985-1995 yılları arasında Koşuyolu Kalp ve Araştırma Hastanesinde 1400 AVR yapılan dönemde, 129 olguya aortik kapak rekonstrüksiyonu yapılmıştır. 129 olgunun 70i kadın (%54.3), 59u erkek (%45.7) olup, olguların yaş ortalaması 34.9 (7-71) yıldır. Olguların % 65i NYHA Class III fonksiyonel kapasitede yer almakta idi. Aort kapak olguların etyolojik faktörleri incelendiğinde, 94 olguda romatizmal kapak hastalığı (%72.8), 25 olguda konjenital (%19.3), 10 olguda dejeneratif kapak hastalığı (%7.7) saptandı. Patolojik tutulum açısından 33 olguda (%25.5) izole aort kapak, 94 olguda (%72.8) aorta-mitral, 32 olguda (%24.8) aorta mitral triküspit kapak hastalığı mevcuttu. Aortik kapak rekonstrüksiyon teknikleri; 40 olguda aortik komissurotomi, 14 olguda fibrotik aort yapraklarının traşlanması, 42 olguda dekalsifikasyon, 35 olguda resuspansiyon, 9 olguda retrakte veya perfore aort yapraklarının otolog perikard kullanılarak ekstansiyon, 4 olguda remodelling gerçekleştirilmiştir. 94 olguda simultane mitral kapak cerrahisi uygulanması, bu olgulardan 48inde (%51) mitral rekonstrüksiyon yapılmıştır.
SONUÇ
Hastane mortalitesi 6 olguda (%4.6)dır. Aort kapak yetmezliği nedeniyle reoperasyon oranı 8 olguda (%6.2), genel reoperasyon oranı 11 olguda (%8.5)dir. Ortalama izlem süresi 45.65 ay olup, 490 hasta yılıdır. Olguların takip ve reoperasyon oranları istatistiksel olarak Kaplan-Meiere regresyon eğrisi kullanılarak irdelenmiştir. 129 olgunun erken ve orta dönem takip sonuçları ışığında aortik valvuloplastinin efektif bir cerrahi yöntem olduğu, rekürrent aortik kapak stenoz ve yetmezliklerini minimale indirdiği, aksi taktirde prostetik kapak replasmanına gidecek olgularda alternatif bir yöntem olduğu sonucuna varılmıştır.