Derin ven trombozu sık karşılaşılan ve zamanında tedavi edilmediği zaman ömür boyu kronik problemlere veya mortaliyete neden olan bir tablodur. Bu klinik tablo ile başvuran hastaların tedavisinde kullandığımız trombolitik tedavi ve sistemik heparinizasyonun kısa ve uzun vadede sonuçlarını araştırdık.
MATERYAL METOD
Aralık 1993 Mayıs 1996 tarihleri arasında kliniğimizde derin ven trombozu (DVT) tanısı ile tedavi edilen 60 hastada trombozun lokalizasyonu ve etiyolojide yer alan patolojiler tespit edildi. Hastaların 50sine (%83) heparinle antikoagulasyon, 10una (%17) trombolitik tedavi uygulandı. Sistemik heparin 30.000.Ü/24st. devamlı infüzyon şeklinde, trombolitik tedavi ise tutulan ekstremiteden I.V yolla Ürokinase için 2000 Ü/kg-gün 12 saatte, (4 hasta) streptokinase için 1.500.000.Ü/12 saatte (6 hasta) gidecek şekilde tek doz olarak uygulandı. Hastaların her iki uyluk, baldır ve ayak bileği çevreleri tedavi öncesi ve tedavi sonrası günlük ölçülerek kayıt edildi. Homans işareti, fossa ovalis hassasiyeti, dokulardaki gerginlik, ısı ve renk farkı günlük muayenelerde izlendi. Bu semptom ve bulguların kaybolması ve baldır seviyesinde çevre farkının 1 cm ye inmesi klinik ve iyileşme ve tedavide başarılı sonuç olarak kabul edildi. Takip süresince görülen posttrombotik sendrom oranı tespit edildi. Olgular 1-24 ay (ortalama 6 ay) takip edildi.
SONUÇ
Hastaların 32 (%53) erkek, 28 (%47) kadındır. Hastaların en genci 17, en yaşlısı 68 yaşında olup, ortalama yaş 45 idi. Hastaların %80ünde ilio-femoral, %18sinde popliteal ve %2sinde ise üst ekstremitede DVT vardı. Olguların %3ünde bir neden gösterilemezken, %17sinde cerrahi sonrası dönem, %6sında travma, %25inde gebelik, lohusalık, küretaj, %6sında Behçet hastalığı, &6sında Buerger hastalığı, %16sında mantar enfeksiyonları, %22sinde KOAH ve kalp yetmezliği ve %2sinde malignensi etyolojiden sorumlu tutulmuşlardır. Trombolitik tedavi ile sağaltılan olgularda, klinik olarak iyileşme 7 gününde %80 ve postfilebitik sendrom tesbit edilmedi. Heparinle antikoagulasyon ile sağaltılan olgularda klinik iyileşme 7 gününde %60 idi ve %22sinde postfilebitik sendro tesbit edildi. Bizim serimizde de görüldüğü gibi özellikle erken dönemde başlanan trombolitik tedavi trombozun hızla lizise uğramasına neden olup erken klinik iyileşme sağlarken, valv fonksiyonlarının korunması nedeniyle de geç dönemde postflebitik sendrom gelişmesini önlemektedir. Bu nedenle trombolitik tedavi uygun vakalarda öncelikle seçilecek tedavi olmalıdır.