GİRİŞ
65 yaş ve üzeri hastalarda koroner arter by-pass greft (KABG) cerrahisi erken mortalite ve morbidite riski taşımaktadır. Miyokard koruma yöntemlerinin bu risk içindeki payı retrospektif tarama yapılarak araştırıldı.MATERYAL METOD
Ocak 1992-Mart 1996 tarihleri arasında izole KABG olan 196 olgu çalışma kapsamına alındı. Grup1 (n=78), kristaloid kardiyopleji (KK); Grup2 (n=52), kan kardiyoplejisi (KanK) ve Grup3 (n=66), fibrilasyon tekniği (FT) ile ameliyat edildi. İstatistikler için SPSS software paketi kullanıldı ve uygun parametrelerde ANOVA ve x2 testleri uygulandı. P değerinin 0.05ten küçük olması istatistiksel olarak anlamlı kabul edildi. Gruplar arasında yaş, cins, vücut yüzey alanı, aile öyküsü, hipertansiyon, sigara kullanımı, anjina şiddeti, geçirilmiş miyokard infarktüsü, TTCA, trigliserid, kolesterol, serum albumin, serum kreatinin, hematokrit gibi klinik ve labarotuar değerlerde anlamlı bir fark yoktu. Buna karşılık preop EF, fonksiyonel kapasite (NYHA) değerlendirildiğinde ciddi sol ventrikül fonksiyon bozukluğu olan hastaların 1. ve 2. gruplarda daha yoğun bulunduğu görüldü. Diabet 2.grupta diğer gruplara göre daha fazla oranda 22 olgu ile anlamlı bulundu. (p < 0.009) Kros klemp süresi grup3de 43±15 dakika ile grup 1 ve 2ye (58±38, 68±38) kıyasla daha kısa bulundu (p<0.05). Grup 1 ve 2 arasında da anlam saptandı. By-pass süresi sırasıyla 111±19, 91±29, 101±46 dakika tespit edildi. Bu değerlere göre grup 1 ile 2 anlamlı fark vardı (p<0.05). Distal greft sayısının 1 ve 2.gruplarda 3 göre daha fazla olduğu görüldü; (2.9±0.8, 3.1±0.9, 2.4±0.8). LİMA kullanımı % 82.1, 94.2, 86.4 saptandı ve anlam bulunmadı. Operasyon esnasında ve sonrasında tedavi amaçlı intraaortik balon kullanımı grup 1de diğer 2 grupa göre anlamlı olarak fazla idi; %14.1, 3.8, 4.8, (p<0.05). İnotrop destek yönünden (%25.6, 11.5, 22.0) gruplar arasında anlam saptanmadı. En sık görülen komplikasyon düşük debiydi, gruplara göre %25.6, 7.7, 22.7 bulundu buna göre kan kardiyoplejisi uygulanan grupta (grup 2) diğer gruplardan çok daha az bu sorunla karşılaşıldı (p<0.04). Diğer komplikasyonlar açısından gruplar arasında bir anlam tesbit edilmedi. Burada bu komplikasyonların sayıca çok az rastlanmasının istatistiki değerlendirmede anlam kazanmasına sebep olabileceği düşünüldü. Ayrıca uygulanan kan transfüzyonlarının gruplar arasında ilişkisi araştırıldığında grup 1in 2 ve 3e göre daha fazla kan aldığı saptandı; 4.9±2.9 Ü/hasta, 3.9±2.5 Ü/hasta (P<0.05). Hospitalizasyon süreleri üç grupta sırasıyla 10.3±3.4, 8.9±2.4, ve 10.8±2.4, ve 10.8±5.4 gün olarak bulundu. LSD, Duncan, student Newman keulsa göre 2. grupta diğer 2 grupa göre anlamlı fark tespit edilirken, Bonferoni, Tukey HSD, Tukey B ve Scheffee göre 2 ile 3. gruplar arasında anlam saptandı p<0.05 Tüm hastalar için erken mortalite oranı %5.6 (11/196) saptanırken bunun gruplar arasındaki dağılımı sırasıyla %6.4 (4 olgu) idi, anlam bulunmadı. Grupları kros klemp (kk) süresi <60 dakika ve >60 olmak üzere 2ye ayırarak irdelediğimizde, KK süresi >60 ve üstünde IABP kullanımı grup 1,2,3de sırasıyla %24.2, 2.6, 15.4 saptandı (p=0.02). KK süresi 60 dakika ve üstünde inotrop kullanımı grup 1,2,3de sırasıyla %45.5, 10.5, 30.8 idi (p=0.004). Postop düşük debi komplikasyonu KK süresi 60 dakika ve üstünde grup 1,2,3 sırasıyla %45.5, 5.3, 30.8 tesbit edildi. Stemal yara enfeksiyonu 60 dakikanın altında grup 1,2,3de sırasıyla %4.4 (2 olgu),%21.4 (3 olgu), %1.9 (1 olgu) idi p<0.02 istatistiki olarak anlam kazanan bu durumu değerlendirdiğimizde grup 2de diabet anlamlı olarak fazladır ve üstelik bu komplikasyon sayıca her üç grupta da düşük sayıdadır. KK süresi 60 dakika ve üstünde hastanede kalış süresi değerlendirilmiş, bunun için kalış süresi 9 gün altı ve 9 gün dahil üstü olarak alındığında 1,2,3cü gruplarda 9 gün ve üstünde sırasıyla %71.4 (20 olgu), %38.4(14 olgu), %54.5 ( 6 olgu) saptandı(p<0.04).SONUÇ
İzole KABGli ileri yaş hastaların erken dönem mortalite ve morbidite riskinin özellikle düşük debi sorununda yoğunlaştığı, KK süresinin uzaması ile de ayrıca anlam kazandığı gözlenmiştir. Miyokard koruma yöntemleri içinde kan kardiyoplejisinin bu kadar hastalar için diğer koruma yöntemlerine göre daha avantajlı olduğu, ve tercih edilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.