GİRİŞ
Kardiyopulmoner bypass pompası kullanılmaksızın çalışan kalpte koroner arter cerrahisi, ümit vaadeden bir teknik olarak yaygınlığını artırmaktadır. Transözofageal ekokardiyografi (TEE) ise sol ventrikül kontraktilitesi üzerindeki etkileri bakımından, pompasız teknik ile standart kardiyopulmoner bypass tekniği arasındaki muhtemel farkları araştırmak amacıyla, kısa aks mid-papiller seviyede sol ventriküler alan fraksiyonları (LVAF) ölçülerek hemodinamik parametreler açısından değerlendirildi.MATERYAL METOD
Pompasız gruptaki 12 hasta ile, standard teknik grubundaki 9 hastada, anestezi induksiyonunda, anastomoz öncesi ve sonrasında ve yoğun bakımda postoperatif 1. ve 8. saatlerde ölçümler yapıldı. Pompasız grupta, nabız (HR) ve ortalama arter basıncı (MAP) nda önemli bir değişiklik olmadığı halde, kalp debisi (CO) ve LVAF koroner anastomoz sonrasında, sırasıyla 3.57±0.93 ve 0.59±0.12 değerlerinden, 3.38±0.95 ve 0,56±0,14 değerlerine düştü. Ancak bu düşüş istatistik olarak anlamlı bulunmadı. Yoğun bakımda CO, postoperatif 1. saatte 4,37±1,4ye, 8. saatte ise 4,59±1,02ye yükseldi. LVAF ise bu dönemlerde sırasıyla 0,61±0,11 ve 0,63±0,11 olarak bulundu. Standard teknik grubunda ise, yine nabız ve ortalama arter basıncında önemli bir değişiklik olmaksızın, kardiyopulmoner bypass sonrasında CO 3,33±1,6dan 4,95±2,0a, LVAF ise 0,50±0,1den 0,60±0,1e yükseldi. Yoğun bakım döneminde ise bu parametrelerde önemli bir değişiklik gözlenmedi. Her iki grupta da, perioperatif myokard infarktüsü geçiren hasta olmadı.SONUÇ
Sonuç olarak, atan kalpte yapılan pompasız koroner cerrahisinde anastomoz sırasında sol ventrikül kontraktilitesi hafifçe bozulmakta ancak erken postoperatif dönemde tekrar düzelmektedir. Kalp debisi ve LVAFdeki bu değerler, standard teknik grubundakinden daha yüksek düzeye ulaşmaktadırlar. Aynı dönemler dikkate alındığında, standard kardiyopulmoner bypass tekniği grubunda bu parametrelerde önemli bir değişiklik gözlenmemektedir.