GİRİŞ
Kardiyak cerrahide önemi giderek artan kan transfüzyon gereksiniminin preoperatif olarak hesaplanması Magovern ve arkadaşlarının modeli (A model for predicting transfusion after coronary artery bypass grafting. Magovern J.A, Sakert T, Benckart D. H.Ann Thorac Surg 1996; 61:27-32) baz alınarak hastanemizde bir ekip tarafından kendi yaptıkları olgular üzerinde değerlendirildi.MATERYAL METOD
Çalışma grubuna 1994 Ocak 1996 Mart ayları arasında izole koroner by pass greft (KABG) uygulanan 155 hasta alındı. Olgularda, operasyona alınış şekli (elektif, öncelikli, acil), sol ventrikül ejeksiyon fraksiyonu (SVEF) < 0.30, vücut kitle indeksi < 24 kg / boy(m2), yaş > 74 yıl, kadın cinsiyet, kırmızı hücre kitlesi < 1500ml, diabet, serum kreatinin düzeyi < 1.8 mg/dl ve reoperasyon durumlarına göre modele uygun olarak risk skorlaması yapıldı. Bu skorlamaya göre olgular 3 gruba ayrıldı. Transfüzyon skor (TrS) grup I < 2 puan (82 olgu, %52.9), grup II: 2-6 puan (62 olgu, %40.0), grup III: > 6 puan (11 olgu, %7.1). İntra ve postoperatif dönem içinde yapılan kan transfüzyon miktarı (Ü) ile gruplar arasındaki uygunluk Student Newman Keuls testi ile analiz edildi. Cerrahi nedenlerle kanama revizyonuna alınan olgular çalışma dışı bırakıldı. Tüm olgular kardiyopulmoner bypass ile membran oksijenatör ve centrifugal pompa kullanılarak ve miyokard koruma olarak integrated myocardial management tekniği uygulanarak ameliyat edildi.SONUÇ
Kan transfüzyonunun yararları yanında getirebileceği sorunlar (enfeksiyona yatkınlık, sitomegalo virüs, hepatit, HIV enfeksiyonları vb.) dikkate alındığında bu modelin ülkemiz açık kalp cerrahisinde de uygulanabileceği, yüksek riskli hastaların preoperatif dönemde saptanarak bu olgularda ototransfüzyon ve farmakolojik ajanlar ile transfüzyon miktarlarının azaltılabileceği kanaatindeyiz.