GİRİŞ
Son dönemlerde yaşam süresinin uzaması nedeniyle ve modern tanı metodlarının gelişmesi ile birlikte periferik arter anevrizması tanısının daha kolay konulabilmesi sayılarının artmasına neden olmuştur. Bu retrospektif çalışmada son 16 yıl içerisinde teşhis edilen 78 olgu incelenmiştir.MATERYAL METOD
Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Kalp Damar kliniğinde 1979-1995 yılları arasında periferik arter anevrizması tanısı konulmuş 78 olgu geriye dönük bir çalışmada değerlendirildi. Olguların 23ünde (%37) gerçek, 55ünde (%63) yalancı anevrizma saptandı. Periferik arter anevrizmalarının en sıklıkla femoral arterde olduğu gözlendi. Tüm olguların %35inde beraberinde kardiyovasküler hastalık ve hipertansiyon da vardı.SONUÇ
Periferik anevrizmalarda erken teşhis ve tedavi, ekstremite bütünlüğü ve hasta hayatının devamı için önemlidir. Anastomoz teknik ve materyalindeki gelişmeye rağmen, anevrizma sıklığının aynı şekilde azalmadan devam etmesi, anevrizma oluşmasındaki bünyesel faktörlerin etkisinin olduğunu gösterir. Ancak yinede anevrizma oluşumuna katkıda bulunan hipertansiyon, sütur hattı kanamaları gibi bazı etmenler önlenebilir faktörlerdir.