İÜ Kardiyoloji Enstitüsü ve Florence Nigttingale Hastanesinde Şubat 1986-Mayıs 1996 tarihleri arasında yapılan koroner bypass operasyonlarında toplam 325 hasta internal torasik arter (İTA), sequential greft olarak kullanıldı.
MATERYAL METOD
Yaşları 29 ile 75 yıl (ort:56,4 )arasında değişen hastaların 237sinde sol İTA grefti 88inde bilateral İTA greftleri kullanıldı. Ayrıca İTA greftlerinin yanısıra 10 hastada da inferior epigastrik veya sağ gastroepiploik arter kullanıldı. Beş hastada ise, sağ İTA, sol İTA ya kısa bir ven parçası kullanılarak uç-uca anastomoz edilerek kombine İTA olarak kullanıldı. Bu şekilde İTA grefti uygulanan hastalara 2 ile 6 arasında anastomoz yapıldı. (ort 4) Safen ven greftleri de dahil olmak üzere hastalara toplam 1298 (ort :4) anastomoz yapıldı. Arteriyel greft ile yapılan anastomoz sayısı 898 (ort:2.8) olup bunlardan sequential İTA anastomozlarının sayısı 731 (ort:2.2) idi. Eş zamanlı olarak bir hastada aort kapak replasmanı bir hastada atriyal septal defekt tamiri, 17 hastaya sol ventrikül anevrizmektomisi ve 3 hastada da karotis endarterektomi uygulandı.Erken postoperatif dönemde 12 hastada miyokard infarktüsü (%3.6) görüldü. Beşi kardiyak nedenli olmak üzere 6 hasta(%1.84) kaydedildi. Hastaların 257 si 1.5 ay ile 10.3 yıl arasında (ort:38,5ay) takip edildi. Hastalara postoperatif 6.hafta ve daha sonra sene de1 kez olmak üzere efor testi yapıldı. Bunlardan 16sında efor pozitif bulundu. Bu hastalar ile birlikte postoperatif 10. gün ile 7.yıl arasında değişen sürede (ort:26. ay) toplam 40 hastada koroner anjiyografi yapıldı. Anjiyografik sonuçlara göre hastaların toplam 106 sequential İTA anastomozundan 6sının tıkalı olduğu belirlendi. (%5,7) Nativ koroner arterinde darlık gelişen 3 hastadan 2inde anjioplasti yapıldı. İTA greftleri açık olup safen ven grefti tıkalı 7 hasta ile sequential İTA anastomozlarından biri tıkalı 4 hasta medikal tedavi ile takip edildi. Sol İTA nın İTAnın diyagonal ve sol ön inene artere (LAD) anastomozunun yapıldığı bir hasta ile kombine İTAnın 6 koroner artere anastomoz edildiği bir hastaya sırasıyla postoperatif 2 ve 6.yılda LAD anastomozundaki tıkanıklık nedeniyle reoperasyon yapıldı.
SONUÇ:
Günümüzde İTA lerin sequential olarak kullanımı, düşük morbidite ve morbidite ile yapılabilmektedir. Arteriyel kondüitlerin safen ven greftlerine kıyasla uzun dönemde açık kalma oranının daha fazla olduğu bilinmektedir. İTAlerin sequential olarak kullanılması, daha dazla koroner arterin arteriyel revaskülarizasyonunu sağlayarak, koroner arter cerrahisinin uzun dönem sonuçlarını düzelten bir uygulamadır.