Kalp cerrahisinde ayrı bir risk grubu oluşturan son ventrikül anevrizmalarında, en iyi sonucu elde etmek için gerekli seçim kriterleri henüz tam olarak belirlenmemiştir. Kliniğimizde öteden beri uygulanan standard sol ventrikül anevrizmektomi tekniklerine 1991 yılında patch endoanevrizmorafinin eklenmesi ile değişik tedavi seçeneklerinin değerlendirilmesi önem kazanmıştır.
MATERYAL METOD
Nisan 1996ya kadar yapılan toplam 925 sol ventrikül anevrizma operasyonundan, Ocak 1991 ile Nisan 1996 arasındaki son 5 yıllık dönemde ki son 254 tanesi, iki farklı tip sol ventrikül anevrizmektomi tekniği, koroner revaskülarizasyonun sol ventrikül anevrizmektomisindeki yeri ve erken mortalitede etkili olan kriterlerin değerlendirilmesi amacıyla incelendi. Hastaların 225 (%89)i erkek, 29 (%11)u kadın olup ortalama yaş 52±9 (29.77) idi. 169 hastada standard lineer kapama, 85 hastada patch endoanevrizmorafi tekniği kullanıldı. 50 hastada sadece anevrizmaya yönelik cerrahi yapılırken, 204 hastada koroner revaskülarizasyon eklendi. Erken mortalite % 6.3 (16) hasta olarak belirlendi. 34 hastada intraaortik balon gereksinimi 85 hastada da inotropik ajan kullanımı gerekti. Non-fatal düşük kalp debisi % 27 (69 hasta) oranında görüldü.
SONUÇ
Mortalite, düşük kalp debisi ve takip süresince semptomatolojiye yönelik olarak yapılan univariate ve multivariate (Lojistik regresyon analizi) analizlerde, klinik, anjiografik ve cerrahi risk faktörleri değerlendirildi. Erken mortalitede, sırasıyla 1 saati aşan aortik klempleme süreleri ile cinsiyet (kadın) ve 65 yaş üzeri risk faktörleri olarak bulunurken, düşük kalp debisi için yine 1 saati aşan aortik klempleme ve koroner revaskülarizasyonun yapılmaması önde gelen prediktörlerdi. Revaskülarizasyonda kullanılan greftin cinsinin ise herhangi bir etkisi saptanmadı. Ortalama 17 aylık hasta takip sürelerinde patch endoanevrizmorafi grubundaki asemptomatik hastalar lineer kapama tekniği grubuna göre önemli ölçüde daha fazla idi. (p<0.05).