Çalışma planı: Otuz adet Sprague-Dawley tipi erkek sıçan 10"arlı olarak rastgele üç gruba ayrıldı: kontrol grubu (Grup 1), alt ekstremite iskemi reperfüzyon grubu (Grup 2) ve karaciğer iskemi reperfüzyon grubu (Grup 3). Grup 2"de sol alt ekstremiteye bir saat süreyle iskemi uygulandı. Grup 3"te karaciğere bir saat süreyle iskemi ve ardından 24 saat süreyle reperfüzyon uygulandı. Reperfüzyon sonrası karaciğer dokuları çıkarıldı ve gruplar biyokimyasal ve histolojik olarak değerlendirildi.
Bulgular: Karaciğer malondialdehit düzeyleri Grup 2 ve Grup 3"te kontrol grubuna kıyasla anlamlı olarak yüksek idi (p<0.001). Grup 2"de malondialdehit düzeyleri Grup 3"e kıyasla anlamlı olarak yüksek idi (p=0.019). Karaciğer glutatyon düzeyleri Grup 2 ve Grup 3"te kontrol grubuna kıyasla anlamlı olarak düşük idi (p<0.001). Ancak, Grup 2"de glutatyon düzeyleri Grup 3"e kıyasla anlamlı olarak yüksek idi (p=0.005). Histolojik değerlendirmede karaciğer hasar skoru Grup 3"te Grup 2"ye kıyasla daha yüksek olmakla birlikte (p=0.015), TUNEL(+) hücre sayısı açısından iki grup arasında anlamlı bir fark yoktu (p>0.05).
Sonuç: Alt ekstremite iskemi reperfüzyonu sonrası karaciğerde reperfüzyon hasarı, spesifik olarak karaciğerde meydana getirilen iskemi reperfüzyon hasarı kadar önemlidir. Özellikle vasküler travma sonrası yapılan reperfüzyon ameliyatlarında veya alt ekstremite vasküler travma sonrası kanamayı durdurmak için ayak turnikelerinde bu durum göz önünde bulundurulmalıdır.