Çalışma planı: Kasım 2018 - Mart 2021 tarihleri arasında, pandemi sırasında ameliyat edilen erkek COVID-19 negatif hastaların verileri (n=81; ort. yaş: 65.5±8.5 yıl; dağılım, 46-87 yıl), aynı dönemde ameliyat edilen erkek COVID-19 pozitif hastaların verileri (n=14; ort. yaş: 65.2±10.6 yıl) ile karşılaştırıldı. Ayrıca pandemi öncesi (2018/2019; kontrol grubu) ve sırasında (2020/2021; pandemi grubu) ameliyat edilen hasta sayısı demografik ve perioperatif veriler karşılaştırıldı.
Bulgular: COVID-19 pozitif ve COVID-19 negatif hastalar arasında yara enfeksiyonu (n=3, %21.4"e kıyasla n=12, %14.8; p=0.013), kanamaya bağlı resternotomi (n=2, %14.3"e kıyasla n=0, %0; p=0.018) ve ameliyat sonrası hastanede yatış süresi (26.4±20.4 güne kıyasla 15.3±8.9 gün; p=0.008) açısından istatistiksel olarak anlamlı bir fark vardı. Pandemi öncesi ve sırasında ameliyat edilen hastaların verileri karşılaştırıldığında, kalp ameliyatlarının sayısında anlamlı bir düşüş gözlendi (166"ya kıyasla 95). Pandemi grubunda vücut kitle indeksi (p=0.01) ve diyabet mellitus tip 2 (p=0.021) insidansı açısından anlamlı bir artış izlendi.
Sonuç: COVID-19 ile enfekte olan hastalarda anlamlı düzeyde artmış komplikasyon oranına rağmen, karantina sırasında yeterli koruyucu önlemler kullanılarak planlanan kalp ameliyatı, elektif kalp ameliyatının tamamen durdurulmasından daha iyi bir seçenektir.