Çalışma planı: Çalışma Ocak 2014 - Nisan 2023 tarihleri arasında klinik ve radyolojik verilere göre lobektomi veya kama rezeksiyonu uygulanan toplam 135 hasta (114 erkek, 21 kadın; ort. yaş: 60.8±11.5 yıl; dağılım, 17-84 yıl) retrospektif olarak incelendi. Tanısız akciğer lezyonu olan, transtorasik ince iğne aspirasyon biyopsisi veya bronkoskopik endobronşial ultrasonografi yöntemi ile tanı konulamayan hastalar çalışmaya dahil edildi. Yaş, cinsiyet, sigara kullanımı, ekstrapulmoner kanser öyküsü, ailede akciğer kanseri öyküsü ve kronik obstrüktif akciğer hastalığı/idiyopatik pulmoner fibrozis varlığı dahil olmak üzere klinik veriler kaydedildi. Lezyonun boyutu, kenar özellikleri, lezyonun iç yapısı, lezyonun çevre dokular ile olan ilişkisi ve nükleer inceleme sonuçları dahil olmak üzere radyolojik veriler de kaydedildi.
Bulgular: Hastaların 74"ünde malign lezyon, 61"inde benign lezyon tespit edildi. Benign ve malign lezyonların karşılaştırılmasında yaş, lezyonun boyutu, lezyonun yerleşim yeri, plevral çekinti varlığı, pozitron emisyon tomografisi ve bilgisayarlı tomografide orta ila yüksek standardize edilmiş maksimum tutulum (SUVmax) düzeyleri malignite ile ilişkili bulundu.
Sonuç: Akciğer lezyonlarının doğru bir şekilde değerlendirilmesi ve olası malignitelerin hızlı bir şekilde tespiti, doğru tedavi stratejilerinin uygulaması açısından büyük önem arz etmektedir.