ISSN : 1301-5680
e-ISSN : 2149-8156
Turkish Journal of Thoracic and Cardiovascular Surgery     
Eloesser Flebinin Ampiyem Tedavisinde Dünü ve Bugünü
Altuğ KOŞAR, Celal UZUN, Canan ŞENOL, Muharrem ÇELİK, Aziz UYSAL, Murat KELEŞ, Bülent ARMAN
Heybeliada Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Merkezi
Eloesser flebi ilk defa 1930 yılında Leo Eloesser tarafından tanımlanmış ve geçmişte akut tüberküloz ampiyemin tedavisinde yaygın olarak kullanılmıştır. Günümüzde ise kronik ampiyem tedavisinde sınırlı kalmaktadır. Bu yöntemin amacı irrigasyon ve debridmanla boşluğun sterilizasyonunun ve obliterasyonunu hızlandırmak, daha efektif bir drenaj sağlayarak, özelikle bronkoplevral fistüllü olgularda ampiyemin karşı akciğere aspirasyonunu önlemektir.

Bu çalışmada kronik ampiyem nedeni ile Eloesser flebi uygulanan 13 olgu yöntemin endikasyonları ve sonuçları açısından incelendi. Olgulardan 6’sına (%46.2) postpnömonektomik ampiyem nedeni ile işlem uygulandı ve bunlardan 3’ünde ampiyemle birlikte bronkoplevral fistül de mevcuttu. Diğer kronik ampiyemli 7 olguda (53.8) ise bilateral parankim tüberkülozu, nutrisyonel bozukluk ve sınırlı solunum fonksiyonları gibi nedenlerle dekortikasyon, rezeksiyon ya da torakoplasti gibi major yöntemlerin uygulanmayacağı düşünülerek Eloesser flebi uygulandı. Tüm olgularda irrigasyon ve debridmanla 4.3 haftada (2-6 hafta) plevral sıvıda kültür negatifliği sağlandı. Ortalama 9 aylık bir gözlem süresi içinde, yalnızca 7 olguda (%53.8) ampiyem boşluğu radyolojik olarak belirgin bir şekilde küçüldü, ancak 13 olgunun hiç birinde boşluk tamamen kapanmadı. Ayrıca bronkoplevral fistüllü olgularda da fistülün kapanmadığı gözlendi.

Olguların çoğunda küratif bir tedavi için ilave işlemler gerekti. Dört olguda myoplasti, 3 olguda torakoplasti yapıldı. Diğer 6 olgu major bir işlemi tolere edecek kadar stabil hale geldiğinde tekrar değerlendirmek üzere taburcu edildi.

Sonuç olarak Eloesser flebi kronik ampiyem ve bronkoplevral fistül tedavisinde küratif bir yöntem değildir. Ampiyem kavitesinin sterilizasyonu ve obliterasyonunu kolaylaştırır. Boşluğu küçülterek torakoplasti gibi daha destrüktif ve komplike bir işlem yerine hastalara myoplasti şansı verir. Bu operasyonları tolere edemeyecek olgularda palyatif bir yöntem olarak kullanılmalı ve kapalı tüp torakostomi ile efektif bir drenaj sağlanamayacağı düşünülen kronik ampyiyem olgularında tercih edilmelidir.

Viewed : 12110
Downloaded : 2422