Postoperatif balgam birikimi, tedavisi geciktiğinde, morbidite ve mortalite için potansiyel risk taşıyan ve sık rastlanan bir komplikasyondur. Genellikle postoperatif 2-6. günlerde ortaya çıkar ve hızla gelişir. Postoperatif erken mobilizasyon, solunum egzersizleri, göğüs fizyoterapisi ve aralıklı pozitif basınçlı solunum uygulaması her zaman yeterli olamamaktadır. Özellikle büyük abdominal ve torasik ameliyata giden yaşlı ve riskli hastalarda sıklıkla stres oluşturmaktadır.
Postoperatif balgam birikimi probleminin
çözümünde çeşitli yöntemler kullanılmaktadır. Nazotrakeal aspirasyonda larenksin stimulasyonu
öksürük refleksini uyarır. Fakat, kateterin trakeaya
yerleştirilememesi bulantı, kusma, aspirasyon ve
refleks bradikardi ile sonuçlanabilir. Rijit ve fleksibl
fiberoptik bronkoskopi, doğrudun gözlemle trakeobronşiyal ağacın temizliğini sağlar; yalnız deneyimli personel tarafından uygulanabilir. Yeterli
anestezi sağlanamazsa hasta için tamamen sıkıntılı
bir uygulamadır. Eğer, endobronşiyal lokal anestezi uygulanırsa, birkaç saat için öksürük refleksi
baskılanacaktır. Bu tekrar balgam birikimi riskini
arttıracaktır. Eğer, intravenöz sedasyon veya genel
anestezi kullanılırsa, solunum deprese olacaktır, ve
önceki sonuçlar beklenir[ Minitrakeotomi Seti:
Minitrakeotomi, küçük çaplı bir kanül ile perkü-
tanöz yolla yapılan trakea kanülasyonudur. Matthews ve Hopkinson[ Kanülasyon, spesifik olarak bu amaca uygun
olarak üretilmiş tek kullanımlık set (Portex, UK) ile
uygulanır. Setin içinde temel olarak 5 parça vardır:
1- Özel biçimlendirilmiş bisturi, krikotiroid
membranı delerek keser. Bıçak 0.7 cm genişlikte ve
1.4 cm uzunluktadır. Bu uzunluk cilt, ciltaltı yağ
dokusu ve krikotiroid membranı, trakea arka duvarını zedelemeden geçmeyi sağlar.
2- Kanül, noniritan, nontrombojenik, PVC ile silikonize edilmiş, vücut sıcaklığında yumuşayabilen
ve yerinde kaldığında tolere edilebilen bir yapıdadır.
Uzunluğu 9 cm, iç çapı 4 mm'dir. Bu çap, yeterli aspirasyonu sağlar ve normal solunuma engel olmaz.
Kanül yalnızca erişkin boyutta trakea için uygulanabilir ve 12 yaşın altında çocuklar için uygun
değildir.
3- Yarısertlikte introduser, krikotiroid membran
geçildikten sonra, trakea içine geçişin lokalizasyonunda kullanılır. Açısı, sagittal planda trakeaya girişe uygundur. Künt ucu, eğer yanlış yerleştirilirse, boyundaki yapıları ve trakeanın arka duvarını penetrasyondan korur.
4- Standart ventilasyon konektörü, kanül ve
diğer yardımcı solunum aletleri arasında bağlantıyı
sağlar.
5- Aspirasyon kateteri (10 F) solunum yollarından tüm sekresyonların ve birikintilerin uzaklaştırılmasını sağlar.
Uygulama Tekniği
Minitrakeotomi, hızlı ve basit bir uygulamadır.
Deneyimli ellerde birkaç dakikada, yatakbaşında,
sedasyon yapılmadın lokal anestezi altında kolaylıkla uygulanır[ Minitrakeotomi, standart yöntemle önerildiği
gibi basit delme tekniğidir. Fakat, hastanın anatomisi uygun değilse veya oral antikoagülan alıyorsa,
açık yöntem kullanılarak, krikotiroid membranın
doğrudan gözlem altında kanülasyonu güvenlik
açısından gereklidir.
Kanülasyon için Standart Yöntem:
Hasta supin pozisyonda iken, baş, boyun ve çene tamamen ekstansiyona getirilir. Eğer gerekiyorsa omuzlarının altına küçük bir yastık yerleştirilerek pozisyonu sabitleştirilir. Bu pozisyon, işlem sonuna kadar korunmalıdır. Krikotiroid membranın
yeri, işaret parmağı ile yapılan palpasyon ile belirlenir. Cilt, ciltaltı ve krikotiroid membrana 3-4 ml
%1'lik ksilokain ve l:200.000'lik adrenalin ile infiltrasyon anestezisi uygulanır. Adrenalin, krikotiroid
arter veya trakea mukozasından olabilecek kanama
riskini azaltır. Cilt kesisi vertikal ve boyun orta
çizgisi üzerinde yapılır. Bu kesi kan damarlarının
özellikle anterior juguler venin zedelenmesi riskini
en aza indirir[ Kanülasyon için Açık Yöntem:
Bu uygulama, boynu kısa ve yağ dokusu fazla
olan hastalarda krikotiroid membran tamamen lokalize edilemediği zaman, tiroidi büyük veya bir
hastalık veya daha önce geçirilmiş bir ameliyat nedeniyle boyun anatomisi bozulmuş hastalarda, kanama diyatezi ve antikoagülan tedavi gören hastalarda kullanılır. İki santimetrelik vertikal kesi ile kanülün yerleştirileceği yerde tabakalar geçilir[ Genel anestezi altında kanülün yerleştirilmesi:
Eğer minitrakeotomi postoperatif balgam birikiminin önlenmesi veya jet ventilasyon gibi solunum desteği düşünülüyorsa, hasta halen anestezi etkisindeyken, operasyon tamamlandıktan sonra, hemen uygulanabilir. Adrenalinli lokal anestetik, kanama riskini azaltmak için uygulanmalıdır[ Bakım:
Herhangi bir trakeotomi uygulaması gibi, kanül
çevresi temiz ve sıkı olacak şekilde korunmalıdır.
Krut ve sekresyonlar steril tuzlu su solüsyonu ile
ıslatılmış tamponlar ile dikkatle temizlenmelidir.
Tesbit bağı kirlendiğinde hemen değiştirilmelidir.
Kuru pansuman ilk 48 saat için gerekli olabilir.
Aspirasyon:
Konvansiyonel trakeotomide geniş çaplı kateter
kullanılarak yapılan aspirasyon, solunum havasının aspirasyonu sonucu, hipoksi riski taşır. Bu nedenle aspirasyon hızla ve kısa sürede yapılmalıdır.
Minitrakeotomi ile aspirasyonunun mekaniği tamamen farklıdır. İlk olarak aspirasyon kateterinin
çapı çok küçüktür. İkincisi, aspirasyon sırasında solunum havasının aspirasyonu, hava yolları açık
olduğu için normal solunumla havasının aspirasyonu, hava yollan açık olduğu için normal solunumla kompanse edilir. Üçüncüsü, sekresyonun yalnız asirasyonla uzaklaştırılmasına değil, Öksürükle larenks yoluyla da uzaklaştırılmasına izin verir.
Nemlendirme ve Oksijenasyon:
Destekleyici nemlendirme rutin olarak gerekli
değildir. Eğer oksijen desteği gerekiyorsa nemlendirilerek doğrudan trakea içine düşük akım hızıyla (2-3 1/dk), Y-konektör aracılığı ile verilebilir. Böylece yüz maskesi veya nazal kanül kullanılması gerekmez[ Fizyoterapi:
Fizyoterapi uygulaması ile kontrol edilemeyen
balgam birikimi bulguları ortaya çıktığında, erken
dönemde fizyoterapist tarafından, minitrakeotomi
uygulaması için cerrahi ekip uyarılmalıdır.
Kanülün Çıkarılması:
Hasta aspirasyon yapılmaksızın yeterli oranda
ve kolayca balgam çıkarabiliyorsa, kanülün çıkarılma endikasyonu doğar. Kanül tesbit bağı kesildikten sonra kolaylıkla yerinden çıkarılır ve kuru pansuman uygulanır. Birkaç saat için kanülün yerleşim
yerinden aspirasyon yapılabilir veya çok erken
çıkarılmış kanül tekrar yerleştirilebilir. Yerleşim
yeri çok hızlı bir şekilde 48 saat içinde minimal bir
skarla tamamen kapanır.
Kanülün Tıkanması:
Eğer kanül tıkanırsa, solunum sıkıntısı oluşturmaz ve kanül kolayca değiştirilebilir.
Komplikasyonlar:
Son beş yılda 5000'in üzerinde olguda minitrakeotomi uygulanmıştır ve yalnızca birkaç olguda komplikasyon bildirilmiştir[ Kanülün yerleştirilmesi sırasında:
Kanül yerindeyken gelişebilecek komplikasyonlar:
Kanül çıkarıldıktan sonra:
Uygulamalar
Minitrakeotomi kanülü, ilke olarak göğüs ameliyatı olan hastalarda balgam birikiminin tedavisi
için orjinal olarak geliştirilmiştir. Fakat, diğer
birçok nedenden kaynaklanan balgam birikimi olgularında da aynı başarıyla kullanılır. Genel cerrahi
girişimleri, travma, koma, primer solunum hastalıkları[ Uygulama, güvenli ve etkili olduğu için postoperatif balgam birikimi riski çok yüksek olan cerrahi hastalarında profilaktik amaçla da kullanılabileceği gözönünde tutulmalıdır.
Minitrakeotomi uygulanacak uygun hastalar: Minitrakeotominin profilaktik amaçla kullanılabileceği diğer alanlar, acil abdominal operasyona alınan yaşlı kişiler, larengeal operasyonlar, tiroid ve trakeal operasyonlar, yüz ve çene cerrahisi [ Yoğun bakım ünitelerinde, minotrakeotomi kullanımı konvansiyonel artifisyel solunum desteğinden uzaklaştırılacak hastalarda spesifik rol
oynar[ Deneyimlerin birçoğu, bu tekniğin tüm cerrahlar, anestezistler hatta pratisyen doktarlar tarafından kolayca ve rahatlıkla kullanılabileceğini göstermiştir.
- Operasyon öncesinde de balgam çıkarma problemi ve zorluğu olan (kronik broşit, aspirasyon
pnömonisi) hastalarda;
- Çok küçük atelektazilerin solunum yetmezliğini uyardığı sınırlı solunum rezervi olan hastalarda;
- Hipoksi geliştiğinde ciddi miyokard enfarktüsü riski taşıyan iskemik kalp hastalarında;
- Vokal kord paralizisi, daha önce o bölgede
tümör nedeniyle radyoterapi uygulanmış yeterli
düzeyde öksüremeyen larenks hastalarında;
- Nörolojik bozukluklar, mental yetersizlikler ve
myastenia gravis'in neden olduğu pulmoner fizyoterapinin yeterli olmadığı hastalarda kullanım endikasyonu vardır[