Sait AŞLAMACI, Atilla SEZGİN, Atılay TAŞDELEN, Afşin YAVERİ, Çoşkun İKİZLER
Sol ventrikül anevrizmalarının cerrahi tedavisi zaman içinde gerek cerrahi indikasyon, gerekse cerrahi yöntem bakımından tartışmalara ve değişikliklere uğramıştır. On yıllık süre içerisinde kliniğimizde sol ventrikül antero-apikal anevrizma nedeniyle 180 hastada uyguladığımız anevrizmektomi tekniğini tekniğini ve erken dönem sonuçlarını gözden geçirdik. Hastaların 122sinde (%68) çok damar hastalığı, 58inde (%32) izole sol anterior desending (LAD) sistem hastalığı tesbit edildi. Hastaların 25ine (%14) izole anevrizmektomi, diğerlerine anevrizmektomi yanısıra byass yapıldı. Kullanılan ortalama greft sayısı 2.2±1.1 idi. Anevrizma tamirinde lineer anevrizmektomi yönteminin bir modifikasyonu kullanılarak longitudinal eksende de kısmen bir kısalma temin edildi. Hastaların 72sinde (%40) anevrizma tamiri aort klempi konulmadan hipertermik fibrilasyon ile yapıldı. Hastaların 134ünde (%74,4) LAD sisteme internal mammaryal arter (İMA) anastomuzu yapıldı. Postop. erken dönemde LAD artere bypass yapılan hastaların %54,3ünde, bypass yapılmayan hastaların ise %63.9unda pozitif inotropik destek gerekli oldu (p<0.001). Hastane mortalitesi bir hasta ile %05dir. Kısmen longitudinal küçülmeyi de temin edecek şekilde dikiş tekniği kullanılarak uyguladığımız bu yöntemin diğer yöntemler kadar etkin olduğu, anevrizmektomiyi takiben LAD sisteme bypass yapılmasının ve anevrizmektomi sırasında aort klempinin kullanılmamasının mortalite ve yaşam süresi üzerine olumlu etki yarattığı sonucuna varılmıştır.