İ.Ü. Kardiyoloji Enstitüsü, Kalp ve Damar Cerrahisi Ana Bilim Dalında Kasım 1986 Şubat 1993 tarihleri arasında kombine kapak ve koroner arter bypass ameliatı yapılan 90 hasta retrospektif olarak incelenmiştir. Hastaların yaşları 40 ile 75 arasında değişmekte olup, ortalama yaş 60.3tür. 72 hastanın (%80) preoperatif class III veya IV (NYHA) efor kapasitesinde olduğu ve ayrıca 41 hastanın da daha önce geçirilmiş myokard infarktüsüne sahip olduğu tespit edilmiştir. Bütün hastalara koroner bypass yapılmış olup, 52 hastaya ek olarak mitral kapağa yönelik girişim (47 kapak replasmanı ve 5 mitral plasti) yapılmıştır. 30 hasta aort kapak replasmanı (28 izole aort kapak replasmanı, 1 suprakoroner greft, 1 Bentall operasyonu), 6 hastaya iki kapağa yönelik girişim (aort ve mitral), 1 hastada üç kapak (aort, mitral ve tricuspit) ameliyatı ve 1 hastada da pulmoner valvotomi ameliyatı uygulanmıştır. Mitral kapak replasmanı ile birlite koroner bypass ameliyatı yapılan olguların 4 tanesinde ek olarak sol ventrikül anevrizması tamiri gerçekleştirilmiştir. Postoperatif erken dönemed (ilk 30 gün içinde) 8 hasta kaybedilmiş olup, toplam hastane mortalitesi %8.9dur. Ölüm nedeni, büyük çoğunlukla düşük kalp debidisidir ve kaybedilen hastaların tümünün preoperatif class III ve IV efor kapasitesine sahip oldukları dikkati çekmiştir. Koroner bypass ve mitral kapak girişimlerinde erken mortalite %9.6, koroner bypass ve aort kapak replasmanı yapıla olgularda ise %6.6dır.
73 hasta 5 ay ile 7 yıl arasınad (ortalama 42 ay) değişen sürelerle takip edilmekte olup, toplam 6 hasta (%8.2) geç dönemde exitus olmuştur. Diğer hastaların %94ü class I efor kapasitesinde yaşamların sürdürmektedirler.
Gerek bu çalışmanın ve erekse literatürdeki yayınların sonuçları, korner bypass ameliyatı ile kalp kapaklarına yönelik girişimlerin birlikte, düşük bir erken mortalite oranı ve tatmin edici geç dönem sonuçlarıyla yapılabileceğini göstermektedir.
Ameliyat sonrası erken ve geç mortaliteyi etkileyen en önemli faktörler, hastaların preoperatif fizik kapasiteleri ve sol ventrikül fonksiyonları ile ameliyatta myokard koruma teknikelir olarak ortaya çıkmaktadır.