Kapak cerrahisinde bioprotezlerin kullanımı, özellikle kapakların kısıtlı hemodinamileri ve suboptimal dayanıklılıkları nedeniyle sınırlı tutulmuşlardır. Carpentier-Edwards perikardial bioprotezler hemodina mik sorunları çözmüş olması nedeniyle bu protezlerin bioprotez olarak kullanılmasına etken olmuştur.
Kliniğimizde 2 Şubat - 9 Eylül 1994 tarihleri arasında 50 hastada 57 Carpentier-Edwards perikardial bi oprotez implante ettik. 13 aort, 38 mitral ve 9 olguda ise her iki pozisyonda implante edildi. Ortalama yaş 39.7 (SD: 14) olup, 14-75 yaş arasındaydı. 34 (%68)'ü kadın 16(%32)'sı erkekti. Olguların preoperatif fonksiy onel kapasite yönünden %88'i NYHA class III-IV idi. Takip süremiz l ile 6 ay arasında değişmekteydi. Mortalitemiz (%2) idi. Antikoagülana bağlı 1(%2) olguda hemoraji saptandı. Erken komplikasyon olarak 4 (%8) atelektazi, 2(%4) kanama revizyonu, 1(%2) hemipleji, l (%2) A-V tam blok ve 3(%6) olguda plevral efüzyon gelişti. Preoperatif dönemde 31 (%62) atriaf fibrilasyonlu, 9 sol atrial trombüslü, 2 tromboemboli öykülü, 9 kapalı mitral valvotomi {ortalama 13.2 yıl önce) öykülü ve 12 (%24) olgu ciddi pulmoner hiper tansiyonlu idi. Sol auriküler ligasyon 14, sol atrial trombektomi 9, sol atrial plikasyon 8 olguda ek cerrahi girişim olarak uygulandı. Olguların hiçbirinde reoprasyon, endokardit, hemoliz, tromboembolik olay ve kapakla ilgili komplikasyon yoktu. Ortalama l ay sonra 38 (%77.5) olguya ekokardiyografik çalışma yapıldı. Ortalama aortik gradient 9.47 (SD:0.70) mmHg, mitral gradient ise 5.13 (SD:0.68) mmHg olarak elde edildi.
Carpentier-Edwards perikardial bioprotezlerin doku kapaklarının gerekli olduğu olgularda, diğer stentli bioprotezlere göre daha iyi hemodinamik özellikleri olması ve kapağa bağlı yapısal değişikliklerin daha az görülmesi nedeniyle uygun bir seçenek olduğu görüşündeyiz.