Materyal ve Metod: Ocak 2000 ile Eylül 2002 tarihleri arasında ardışık olarak ameliyat edilen 200 olgu retrospektif olarak incelendi. Hastaların %82.5i erkek olup, ortalama yaş 56 ± 9 yıl (28-76) idi. Hipertansiyon (%46), diyabet (%17), hiperlipidemi (%35), kronik obstrüktif akciğer hastalığı (%18), unstable anjina (%35), geçirilmiş miyokard enfarktüsü (%44), sol ana koroner lezyonu (%9), üç damar koroner lezyonu (%53.5), iskemik mitral yetersizliği (%7) ve sol ventrikül disfonksiyonu (ejeksiyon fraksiyonu < %40) (%14) olarak bulundu. Elli altı hastada (%28) koroner revaskülarizasyon atan kalpte gerçekleştirildi.
Bulgular: Ortalama distal anastomoz sayısı 2.2 ± 0.8 (1-5) idi. İntraaortik balon kullanımı 11 hastada (%5.5), peroperatif miyokard enfarktüsü 13 hastada (%6.5), hastane mortalitesi 12 hastada (%6) görüldü. İleri iskemik mitral yetersizliği olan 3 hastaya (%1.5) mitral kapak replasmanı, toplam 20 hastaya koroner endarterektomi yapıldı. Peroperatif olarak ciddi sol ventrikül disfonksiyonu, unstable anjina, yakın dönem geçirilmiş miyokard enfarktüsü, ileri kronik obstrüktif akciğer hastalığı, ciddi mitral yetersizliği varlığı mortaliteye etkili risk faktörleri olarak saptandı.
Sonuç: Ameliyat edilen olguların koroner arter (uzun segment ve multipl plak varlığı, kalibrasyonu) ve uygulanan cerrahi girişim (endarterektomi, distal anastomoz sayısı) özelliklerinin erken dönem cerrahi morbidite ve mortalite üzerine etkili risk faktörleri olmadığı düşünüldü.