Çalışma planı: Çalışmaya, son on yılda aynı ekip tarafından postinfarkt sol ventriküler anevrizma tamiri ve miyokardiyal revaskülarizasyon yapılan 39 hasta (27 erkek, 12 kadın; ort. yaş 58±9; dağılım 33-80) alındı. Sol ventrikül rekonstrüksiyonu, endoventriküler sirküler yama plasti (Dor prosedürü) (n=24) veya lineer tamir teknikleri (n=15) kullanılarak yapıldı. İki grubun ameliyat öncesi, sonrası ve ortalama bir yıllık izlem sonundaki klinik verileri ve ekokardiyografik ölçümleri karşılaştırıldı.
Bulgular: İki grup arasında yaş, cinsiyet, risk faktörleri ve yapılan ek işlemler açısından farklılık yoktu. Hastaların hepsinde ciddi sol ön inen arter stenozu vardı ve hepsine koroner arter bypass cerrahisi yapıldı. Hasta başına ortalama greft sayısı Dor prosedürü uygulanan grupta 2.08, lineer tamir tekniği uygulanan grupta 2.13 idi. Hastane mortalitesi iki grupta sırasıyla %4.2 ve %6.7 bulundu (p>0.05). Ekokardiyografik çalışmalar her iki grupta da ameliyat sonrası sol ventrikül fonksiyonlarında anlamlı iyileşme olduğunu gösterdi (p<0.001). Bununla birlikte, Dor prosedürü uygulanan olgularda sol ventrikül sistolik fonksiyonlarındaki iyileşme ve fonksiyonel kapasite (NYHA sınıfı), lineer onarım uygulanan hastalardan anlamlı derecede daha iyi idi (p<0.05).
Sonuç: Sonuçlarımız, postinfarkt sol ventriküler anevrizma tamirinde her iki tekniğin de kabul edilebilir bir cerrahi risk ile yapılabileceğini ve tatmin edici hemodinamik düzelme sağladığını, ancak Dor prosedürü ile yapılan ventriküler restorasyonun, olguların sol ventrikül sistolik fonksiyonları ve fonksiyonel kapasitesindeki iyileştirmede daha verimli olduğunu göstermiştir.