Çalışma planı: Yirmi kadavrada (7 kadın, 13 erkek; ort. yaş 46) torakoservikoaksiller bölgede, her iki ekstremiteye (n=40) iki anatomi uzmanı ve iki göğüs cerrahı tarafından supraklaviküler kesi uygulandı. Fibröz bant formasyonu ve tipi, servikal kosta ve C7 uzun transvers çıkıntı varlığı, klavikula, skalenus anterior ve skalenus medius kası, brakiyal pleksus, subklavian arter ve subklavian ven anomalileri değerlendirildi. Fibröz bant formasyonu ve tipi Roos sınıflamasına göre adlandırıldı.
Bulgular: Otuz dört (%85) extremitede anomaliye rastlandı. Tip 3 bant en sık oranda (%15) gözlendi ve tümü sağ ekstremitede idi. Tip 4 bant ise en az oranda (%2.5) görüldü. Aynı ekstremitedeki iki bantın (tip 9 ve tip 11) varlığına ise bir kadavrada (%2.5) rastlandı. Servikal kot oluşma oranı ve C7 uzun transvers çıkıntısı %10 idi. Skalenus medius kasının bazı lifleri bir ekstremitede (%2.5) servikal kostadan başlıyordu. Anteriyor subklavyan arter üç ekstremitede (%7.5) skalen kasın içinden geçiyor idi. Yüzde on ekstremitede ise C5 trunkusun anteriyor skalen kası perfore ederek içinden geçtiği ve %7.5 oranında ise brakiyal pleksusun üst trunkusunun anteriyor skalen kası perfore ederek geçtiği gözlendi.
Sonuç: Toplumumuzda brakiyal pleksus ve subklaviyan arter varyasyonları sıklıkla gözlenmektedir. Bu nedenle kasların bölünmesi ya da blokaj uygulamaları sırasında morbidite ve komplikasyonların önlenmesi açısından bu tip anomaliler dikkate alınmalıdır.