Akut miyokard infarktüsü (MI) sonrası erken dönemde cerrahi revaskularizasyonunun gerek zamanlaması ve gerekse de endikasyonları açısından halen tartışmalar devam etmektedir. Bu çalışmada kliniğimizin bu konudaki deneyimleri ve sonuçları sunulmaktadır.
MATERYAL METOD
Nisan 1995 Haziran 1996 tarihleri arasında kliniğimizde toplam 18 hasta Akut MI nın erken döneminde (12 ile 48 saat arasında) operasyona alındılar. Hastaların yaşları 44 ile 82 arasında olup ortalama 63 idi. (15 erkek, 3 kadın). (PTCA sonrası acil operasyonlar bu gruba dahil edilmemiştir). 12 olgu daha önce anjiosu yapılmış operasyon için beklerken akut MI tanısıyla hastaneye başvuran ve diğer koroner damar veya damarlarında da bilinen kritik lezyonları bulunan hastalardı. 4 olguda devam eden angina, 2sinde ise hemodinamik bozulma nedeniyle acil anjiografi yapılıp operasyon uygulandı. Operasyonda standart kardiopulmoner bypass (KPB) ve orta dereceli hipotermi sağlandıktan sonra sürekli olarak retrograd kan kardiyoplejisi (isotermik) uygulanırken gerekli anastomozlar yapıldı.
SONUÇ
Hastaların tümü KPB den sorunsuz olarak ayrıldı ve hiçbirine IABP gerekmedi. Postoperatif dönemde, bir hasta (82 yaşındaki) 4. gün aritmi nedeniyle kaybedildi. (Erken mortalite % 5). Diğer 17 hasta ameliyat sonrası dönemlerini olaysız geçirerek taburcu edildiler. Sonuç olarak, akut MI geçiren hastaların diğer koroner damarlarında önemli lezyon olduğu biliniyorsa (ki bu durumda hemodinamik bozulmanın tabloya katılması yüksek olasılıktır), gerekli medikal tedaviye rağmen ağrı devam ediyorsa veya hemodinamik bozulma başlıyorsa, hastaların gerekli incelemelerinin hızla yapılıp acil cerrahi revaskularizasyona alınması hayat kurtarıcı olabilmektedir. Operasyondaki optimal miyokard korunması ideal peroperatif yaklaşım, bu ameliyatların oldukça düşük morbidite ve mortalite ile yapılmasının en önemli anahtarlarıdır.