Enstitümüzde 7 yıl önce aort koarktasyonu ve subaortik membran tanısıyla, aort koarktasyonunun giderilmesi operasyonu yapılan 10 yaşındaki bir hastada, son bir yıldır eforla gelen göğüs ağrısı, çarpıntı ve nefes darlığı şikayetleri ortaya çıkmıştır.
MATERYAL METOD
Fizik muayene ve ekokardiyografik incelemede koarktasyon bölgesinde gradyent olmadığı, subaortik bölgede 35 mmHg gradyent oluşturan fibromusküler membran olduğu görüldü. Treadmill testinde pozitif iskemi bulguları saptanan hastaya bu bulguları açıklamak amacıyla kalp kateterizasyonu ve koroner anjiyografi yapıldı. Koroner anjiografilerde sirkumfleks arterin, sağ ve sol koroner arterden kollaterallerle dolduğu ve sağ pulmoner arterin orta bölgesinin inferior yüzünden çıktığı belirlendi. Bu bulgularla operasyona alınan hastada kardiyopulmoner bypass kullanılarak, sirkumfleks arter orifisi, sağ pulmoner arter çıkış yerinden button şeklinde çıkarıldı ve aortanın posterolateral duvarına reimplantasyon yapıldı. Pulmoner arterdeki defekt, perikardiyal yama ile onarıldı. Daha sonra aortotomi ile subaortik membran rezeke edildi. Postoperatif dönem olağan seyretti. Postoperatif onbeşinci gün yapılan kontrol anjiografide sirkumfleks arterin aortadan dolduğu, koroner kollaterallerin ve steal fenomeninin kaybolduğu tespit edildi.
SONUÇ
Koroner arterlerin pulmoner arterden çıkış anomalileri, tüm konjenital kalp anomalilerinin % 0.26sını oluşturmaktadır. Sağ koroner arter veya sirkumfleks arterin pulmoner arterden çıkış anomalileri ise çok daha nadir görülmektedir. Yapılan literatür taramasında hastamızın dünyada bildirilen 7. olgu olduğu belirlenmiştir. Genellikle yenidoğan ve infant döneminde semptomatik olan bu tip koroner arter anomalili hastalar, nadiren daha ileri yaşlara kadar gelebilirler. İskemi semptomları veren ileri yaş grubundaki bu hastalarda rekonstrüktif cerrahi ile tam düzeltme sağlanması yararlı ve gereklidir.