ISSN : 1301-5680
e-ISSN : 2149-8156
Turkish Journal of Thoracic and Cardiovascular Surgery     
SOL ATRİAL TROMBÜSTE ETKİLİ FAKTÖRLER
R. ZEYBEK, E. AKSOY, M. KESTELLİ, M. ŞAĞBAN
İZMİR ATATÜRK DEVLET HASTANESİ KALP VE DAMAR CERRAHİSİ BÖLÜMÜ

GİRİŞ

Normal kalpte atriumların hemodinamik fonksiyonu temel olarak devamlı ve yüksek velositeli venöz dönüş ile intermittant nitelikli ventriküler akım arasında bir cep görevi yapmaktır. Mitral stenozlu hastalarda sol atrial trombüse sık rastlanmakta olup, trombüs gelişimine etki eden faktörler içinde sol atrium (LA) çapı, kalbin atrial fibrilasyonda oluşu, hematokrit yüksekliği, plazma fibrinojenlerinden artış, artmış trombosit aktivitesi gösterilmiştir. Bu faktörlerin ne derece trombüs gelişiminde etkili olduğu bilinmemektedir. Bu çalışmada saf mitral stenozu sebebiyle opere edilen 13 LA trombüslü ve 17 trombüssüz olguyu yaş, cins, LA çapı, sol ventrikül diastolik (LVD) ve sistolik (LVS)çapları, LV ejeksiyon fraksiyonu (LVEF), mitral kapak akımları, (MVA) mitral kapak ortalama gradienti (MMG), pulmoner hipertansiyon (PHT), romatizmal öykü, hemoglobin (Hb), hematokrit (HTC) sedimantasyon, sistemik emboli yönünden karşılaştırdık. Bu çalışmada renkli doppler ekokardiyografi ve EKG ile kardiak ölçüm ve ritimleri saptanan 30 olgu incelenmiştir.
Tablo Sol atrial trombüsü olan ve olmayan hasta gruplarının karşılaştırılması
  cins Yaşx ± SED LALVDLVSEFMVAGradientPHTHTCSEDemboli
(T+) 9E
4K
42.2±14.85.7±1.1 50.5±7.832.2±4.864.5±5.7 1.2±0.315.8
14.2
(+)13 35.4±3.323±15.9(+)3(-)10
T(-)7E
10K
37.3±9.3 5.1±0.9 47.5±7.331.2±4.8 62.3±6.41.1±0.318.7±3.7 (+)13
(-)4
33.9±3.941.5±37.8 (+)5
(-)12
P=  0.30.14 0.30.560.30.35 0.056 0.260.07  

T(+) trombüs pozitif hasta grubu, T (-): Trombüs negatif hasta grubu
Sol atrium ~ 60 ml. kapasiteli ve 3 mm kalınlığa sahip bir kalp odacığıdır. Normal kan akımı iletimine sahip kalpte trombüs oluşmaz. Kan devamlı hareket halindedir, endotelial tabaka normaldir ve rolünü tam yapar. Kalp boşluklarında staz yoktur, hatta LA appendiks bile her kalp siklusunda dolar ve boşalır. Son yıllardaki çalışmalarda atrium büyüklüğünün trombüs formasyonu için risk olabileceği ileri sürülmüştür ve trombüslerin çoğu appendikste gelişir. Sebep sıklıkla atrial fibrilasyon olarak görülmüştür. Olgularımızda anlamlı LA çapında fark bulunmamıştır. Atriumun maksimal volümü; hastalığın süresi, romatizmal tutuluş şiddeti gibi faktörlerden dolayı mitral darlık şiddeti ile lineer ilişkisi görülmez. Sinüzal ritim devam ettiği sürece LA kanın daralmış mitral orfisten LV’ye geçişine izin verir. Ancak mitral stenozlu vakaların çoğunda kronik atrial hipertansiyon ve dilatasyonun sonucu atrial fibrilasyon gelişir. Atrial fibrilasyonda LV doluşu azalıp, kalp siklüsünün diastolik kısmının kısalması ile sonuçlanan kalp hızı artışına sebep olması yanı sıra kan, genişlemiş LA ve appendikste göllenir. Atrial fibrilasyona rağmen, kalp debisini devam ettirebilmek için LA basıncını yükseltir. Atrial basınçtaki yükselmelerin kötü bir sonucu trombüs gelişimidir.

SONUÇ:

Avusturalya’lı araştırmacıların 135 vakalık serilerinin %55’inde ekokardiyografide kontrast tesbit edilmiştir. Bunların fibrinojen içeriğinin, trombosit sayısının artmış olduğu ve HTC yüksekliği dikkati çekmiştir. LA çapı belirgin olarak artmıştır. Biz olgularımız arasındaki iki grupta anlamlı fark bulamadık. Atrial fibrilasyon ve tromboemboli arasındaki ilişki; hemostazis ve endotelial lezyon olayına dayanmaktadır. Kardiak trombüs olan ve stroka ilerleyen vakalarda epidemiyolojik dökümanların da etkinliği üzerinde durulmuştur. Çalışmamızda her iki grup karşılaştırıldığında LA trombüsü olan olgularda olmayanlara göre LA çapı büyük olmasına karşın istatistiksel olarak anlamlı değildi. LV performansının bir kanıtı olarak ejeksiyon fraksiyonları değerlendirildiğinde trombüslü grupta EF’nu yüksek saptadık ama bu da istatistiki anlam taşımıyordu. Trombüslü grupta Hb HTC sedimantasyon yüksek olmasına rağmen anlamlı değildi. Bu parametrelerin karşılaştırılması sonucu çalışmamızda LA trombüsde, atrial fibrilasyon, vizkozite artışı ve LA çap sol atrial trombüs gelişiminde etkili olmadığı sonucuna varılmıştır.
Viewed : 3539
Downloaded : 0